DerlediklerimizGüncel

NUBAR OZANYAN | Martager…

Bekaa Vadisi’nde askeri kamp koşulları oluştuğunda ilk hareket eden o olur. Kısa sürede de askeri kampın komutanı Filistinli yoldaşların en çok sevdiği, güvendiği “refik”i olur.

Bazı insanlar geçmişte yaşamış olsalar da özgürlüğe, geleceğe dair güçlü iz ve notlar bırakırlar. Geleceğe ait değer ve iddiaları o kadar güçlü yaşar ve yaşatırlar ki, “özgürlüğün insanı” olarak kabul edilir ve anılırlar.

Çünkü, paraya ve mülkiyete dayalı sistemin hiçbir etkisini üzerlerinde taşımazlar. Mülk ve mülkiyet dünyasının hiçbir çürütücü sahteliğine, kapitalizmin aldatıcı parlaklığına ve yoz çekiciliğine kanıp, yüzlerini ona çevirmezler. Kanla yıkanmış paranın hükümranlığına boyun eğip kölece bir yaşama tenezzül etmezler. Bu insanlardan biri Nubar Ozanyan’dır. Okul arkadaşlarının Martager diye çağırdığı, yoksul ve ezginlerin yoldaşıdır.
Bazı acıları tarif edecek kelimeler nasıl ki henüz yazılamamışsa, bazı insanları tanımlayacak kelimeler de henüz bulunamamıştır. Nasıl anlatmalı Martager yoldaşı? Komutan Nubar Ozanyan’ı?

Devrimin komutanlarını dört tahtaya sığdıracak mezar henüz kazılmadı. Kimse bizlere onları mezarlıklarda aramamızı söyleyemez. Yaşamımızın her anı ve kesitinde onların söz ve vasiyetleri yazılıdır.

Her söz ve adımları, sisteme meydan okuma ve hücum pratiğidir. Boyun eğmez ve cesur duruşları, mücadele dolu geçen ömürlerdir onların yaşamı.

Ele avuca sığmayan, yaramazlıkta eline su dökülemeyecek kadar bıçkın olan Nubar Ozanyan halasının kendisine giydirdiği her yeni kazak ve gömleği mutlaka kendisinden daha yoksul bir çocuğa bırakarak eve döner.

Halasının deyimiyle yeniye alışık olmayan, yırtık-eski olandan vazgeçmeyen, çalışmaktan ve kavgadan asla uslanmayan fakir bir çocuk olarak büyür.

Elinde avucunda ne varsa yanındaki ve çevresindekilerle paylaşan, yokluk içinde yaşamı kendisine felsefe edinen Martager, deyim yerindeyse gerçek bir derviş gibiydi.

Yoksulluk ve anne-babasız geçen çocukluk yılları onun kişilik özelliklerinin oluştuğu dönemlerdir. Fiziki anlamda güçlü bir vücut yapısına sahip olan ve okulla arası hiç iyi olmayan Martager vücut geliştirme sporuna yönelir.

Türkiye vücut geliştirme şampiyonu Ahmet Enünlü’nün vücut geliştirme salonunda temizlikçi olarak başladığı çalışmasını kısa boy Türkiye vücut geliştirme şampiyonu olarak tamamlar.

Kısa boyuyla, gelişkin-kaslı vücut yapısıyla kısa sürede salon sahibinin dikkatini çeker. Spor salonunda bile rengi solmuş, eski uzun eşofmanına, kendisine oldukça bol gelen ve üzerinde eğreti duran resmi-çalışma elbisesine aldırış etmez. Daha ilk gençlik yıllarında demirle tanışma ve yakın temas halinde olur.

Demir o tarihten ölümüne kadar hayatından çıkmaz ve elinden asla düşmez.

Ardından haltere ve ağırlık çalışmalarına ilgi duyar. Naim Süleymanoğlu’ndan daha fazla ağırlık kaldırır, ancak Ermeni olduğu anlaşılınca kendisine usulca kenara çekilmesi ve müsabakalara katılmaması uyarısı yapılır! Neden? Turgut Özal’ın manevi oğlunun önü açık olsun, önünde Martager gibi bir Ermeni engel olmasın diye.

Böylece spor yaşamında ilk ayrımcılığı yaşar ve hayatı boyunca bunu asla unutmaz. Yaşadıkları onu farklı arayışlara iter.

Yaşamının büyük bölümü İstanbul/ Kumkapı’da yıkılmaya yüz tutmuş, damı çöktü çökecek eski Ermeni evinde geçer. “Demek ki şampiyon olmak yetmiyor! Bu ülkede Türk olmak gerek! Asla Ermeni olmamak gerek!” diye düşünür. Ardından vücut geliştirme müsabakasına katılmak için Avrupa’ya gider. Müsabakada dünya dördüncüsü olur.

Avrupa’da mülteci durumunda olan Ermeni yetimhanesinde birlikte kaldığı arkadaşlarını görür. Onlarla birlikte iltica başvurusuna bulunur. Kısa sürede başvurusu kabul edilir ve Paris’te devrimcilerin faaliyet yürüttüğü derneklere gidip gelmeye başlar. İbrahim Kaypakkaya’nın görüşleriyle tanışır ve hayatı boyunca ona sadık kalır.

Spor salonundan sonra bu kez de devrimcilerin derneklerinde yatar-kalkar. Temizlik, yemek-çay, iltica için Avrupa’ya gelenlerin iltica başvurularıyla ilgilenmekle başlayan çalışması, Fransızca diline hakimiyetle devam eder. Kısa sürede ilticacıların aranan tercümanı olur.

Paris’in “FAKİR”i olur. Martager’in ismi kısa sürede yayılır. Gözü ne elde ettiği iltica kimliğinde ve aldığı aylıkta ne de Paris’teki yaşamdadır. Mülkiyet dünyasıyla ve parayla arası asla iyi olmaz. Yoldaşlarına ve davasına bağlılığını her pratik ve fırsatta gösterir.

Onun ilgi ve duyarlılığında silah ve savaş vardır. Bekaa Vadisi’nde askeri kamp koşulları oluştuğunda ilk hareket eden o olur. Kısa sürede de askeri kampın komutanı Filistinli yoldaşların en çok sevdiği, güvendiği “refik”i olur. Sayısız insanı askeri olarak eğitir, hazırlar ve mücadelenin sıcak alanlarına yollar. Patlayıcı ve silah onun günlük yaşamının vazgeçilmez parçası gibidir.

Usta bir sabotajcı ve uzman bir kimyacı olur.

Ermenistan’da Karabağ’ın savunulmasında büyük bir rol oynar. Bildiği bütün askeri bilgi ve tecrübeyi genç savaşçılara aktarır. Nitelikli bir devrimci, korkusuz bir asker ve komutan olan Nubar Ozanyan, her anını yeni askeri bilgiyle tamamlamaya çalışır. Bu kez yönünü Rojava’da gelişen devrim hareketine çevirir. İlk durağı Medya Savunma Alanları olur.

Hem askeri akademinin öğrencisi olur hem de komutan niteliklerini ortaya koyar. Burada da yoldaşlarını Rojava’daki direnişe ve devrime hazırlar. Kendisi de Rojava’daki devrim hamlesinde yerini alır. Onun olduğu her karargah, her mevzi, her cephe güvencede olur. Çünkü orada Martager vardır.

Çeteler Silûk’a büyük bir intihar grubuyla saldırıya geçer. Her şeyi ayrıntılarıyla hesaplar, planlarlar öyle harekete geçerler. Unuttukları tek şey vardır, o da Martager’in orada olduğudur.

Komutan Martager, çetelere öyle bir yanıt verir ki yirminin üzerinde kayıp verirler. Martager çetelerden geriye kalan silah ve patlayıcı ganimetini büyük bir titizlik ve dikkatle toplar. Demire ve patlayıcıya ait her nesne, her madde onun elinde bir oyuncak gibidir. Oyun oynar gibi silahla, patlayıcıyla ve düşmanla oynar.

Duruş ve savaşçılığıyla Rojava’daki enternasyonal savaşçılar arasında artık bir çizgidir Martager yoldaş. Bir direniş ve savaş markasıdır. Eski ayakkabı ve askeri üniformasıyla elinde asla düşürmediği İbrahim Kaypakkaya yoldaşın kitabı ve patlayıcılarla görünmez komutandır Nubar Ozanyan, namı diğer Martager yoldaş.

Gösterişsiz ve mütevazi komutan, yaşamının arkasında unutulmaz bir devrim izi bırakır. Kariyersiz bir yaşamın kadim yoldaşı Kürt ve Ermeni anaların zılgıtlarıyla uğurlanır sonsuzluğa.

O Rojava’da Ermeni ve Kürt anaları direniş mevzilerinde buluşturan ilk dostluk köprüsü olur.

O, şimdi yüzünü Cudî’ye çevirdiği şehitlikte Kürt-Êzîdî-Arap-Türkiyeli-Enternasyonal yoldaşlarıyla birlikte omuz omuza sonsuzluğa bakıyor.

(Kaynak: Yeni Özgür Politika. 10 Ağustos 2020)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu