Kültür&Sanat

(Öykü) Veda…

Taşlı yoldan ağır adımlarla yürüyüp köyün dağları ve denizi en iyi görebileceği tepesine geldiğinde durdu. Sabahın sisli serinliği nasılda çekiyordu onu kendisine. Düşen çiğin her tondan yeşili bir sihir gibi kaplayışını seyretti bir süre. Tanımlayamadığı ama yaşamın coşkusuna dair kanının akışını hızlandırıp onu ısıtan bir duygunun damarlarının çeperlerini zorladığını hissediyordu. Bu duygu vücudunu saran bütün kumaşlardan arınıp sabahın serinliğini, bütün hücrelerinin en küçük parçasına kadar iletip duyumsamasını öğütlüyordu ona. Kanının sıcaklığıyla doğanın serinliği ancak böyle bir bütünlükte dengesini bulurdu.

Yüzünü dağlara sırtını denize döndü. Bir sorunun akışına kapıldı ansızın. Gidenler mi ağır basardı yaşamda, yoksa kalanlar mı?

Bu akışı;

Yaşam yaşanmadıysa yaşamak tadında

Ne fark ederdi kalmış ya da gitmiş olmak

Ama,

Yaşandıysa yaşamak tadında

Gidişi kayıp olsa da kalanlar adına

Ağır basardı yine de her ikisi de

Yanıtı durdurdu.

Gözlerini uzak yamaçlarını sisle kaplı zirvelerine dikti. Dağlar uzak anılar tazeydi. Önceleri umuttu onun için dağların anlamı. Sevinç de ekledi kendini kavuşmalar adına. İstemese de bu anlama kendini kederde ekledi aynılıklar adına. Anlamlar sevinç ve keder gibi çoğaldı, çoğaldı, çoğaldı. Şimdilerde bu anlam bu çokluğu kapsayan koca bir yumak olmuştu. Özlemin ateşlediği tutku misali yakıcıydı duyguları. Bir sevgiliye sarılır gibi sarılmak istiyordu ona. Bütün benliğini onun heybeti ve bilinmezliğiyle doldurmak, bir bütün olmak istiyordu.

Dağlardan konu açıldığında ilk coşkusu açığa çıkardı. Dik yamaçlardan köpük köpük akan sular belirirdi gözlerinde, sesinde. Bu coşku bütün vücudunu sarardı. Sonra suların coşkusu köpük köpük çağıldadığı yamacın bitip deneyle birleştiği yere geldiğinde köpük suyla, o da yitirdiği yoldaşlarının hüznüyle buluşup dinginleşir, ciğerlerinin çokça oksijene ihtiyacı varmış gibi nefes alırdı. Buğulanan gözlerinde sevinçle kederin buluştuğunu görürdünüz. Sevinci çoğaltıp, hüznü hafifletmek adına dudağına hafif bir tebessüm ekler, gözlerini gözlerden çeker, uzaklara dalar susardı. Bunu duyduğu kederi gözleriyle başka yüreklere de taşımamak için yaptığını onu tanıyan herkes bilirdi.

Ona doğru gelen hızlı ayak sesleriyle yüzünü deniz tarafına döndü. Yaklaşan yoldaşıydı. Gözlerini sevinç, dudakları gülümseyiş doldu. Gelen yoldaşı “haydi, herkes hazır seni bekliyoruz” dedi. Rüzgarın savunuşuyla yüzüne doluşan uzun, dalgalı saçlarını eliyle yüzünden çekti. Yıllar sonra yeniden geldiği doğduğu topraklara gözleriyle veda etti. Hüzün yerini yeniden suların köpüklü coşkusuna bıraktı. “Haydi o zaman bekletmeyelim yolcuları” diye yanıtladı yoldaşının sözlerini. Hızlı adımlarla yürüdüler.

 

Bir okur

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu