H.Merkezi: Devletin, özgür basına yönelik saldırıları devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Çarşamba gecesi de Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri ve İMC televizyonu sunucusu Mustafa Kuleli ile gazeteci Hasan Cömert’in Kurtuluş Caddesi’nde evlerine giderken benzer bir saldırıya uğramaları, “Gazetecileri hedef alan planlı ve zincirleme saldırılarla mı karşı karşıyayız?” sorusunu akıllara getirmektedir. Devletin örgütlediği şüphesiz kişiler tarafından yapılan bu saldırıların bir örneği de dün gece yaşandı.
Evrensel’in haberine göre Evrensel editörü Mithat Fabian Sözmen, dün gazetenin Kocamustafapaşa’da bulunan merkez binasındaki gece mesaisini tamamladıktan Samatya’daki evine gitti. Sözmen, evinin bulunduğu apartmana yaklaşıp anahtarını çıkardığı anda uzun boylu ve maskeli olan bu kişinin saldırısına uğradı. Sözmen, saldırganın demir çubuk kullandığını tahmin ettiğini belirtti. Saldırgan olaydan hemen sonra kaçarak uzaklaştı.
Mithat Fabian Sözmen’in Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kafasına on, sol koluna da bir dikiş atıldı. Geceyi hastanede geçiren Sözmen’in sağlık durumu iyi.
Evrensel: “Saldırıların takipçisi olacağız”
Saldırı sonrasında Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat tarafından bir açıklama yayınlandı. Yapılan açıklamada Polat: “Arkadaşımız Sözmen’e yönelik bu saldırının sonuna kadar takipçisi olacağız. Saldırıyı gerçekleştiren kişinin bir gasp girişiminde bulunmaması ve yüzünü maskeyle gizleyerek saldırıyı gerçekleştirmesi, bunun planlı ve organize bir saldırı olduğunu düşündürmektedir. Saldırgan olay anında herhangi bir sözlü ifade de bulunmamıştır” dedi.
Polat şunları ifade etti: “Türkiye’de bugüne kadar gazetecilerin ne gibi saldırılarla karşı karşıya kaldıkları biliniyor. Gazeteci cinayetlerinde bir rekora sahip olan Türkiye, aynı zamanda gazetecilerin görevi başındayken çok sık saldırıya uğradıkları bir ülkedir. 50’yi aşkın gazetecinin tutuklu olduğu Türkiye, Başbakanının gazetecileri “Batsın sizin gazeteciliğiniz” diye hedef aldığı, beğenmediği yayınlarla ilgili olarak medya yöneticilerini telefon ile arayarak “Gereğinin yapılmasını” istediği bir ülkedir.
Can güvenliği tehdit altında olarak görev yapan gazeteciler, Başbakan’ın ve Hükümetin tutumuyla da doğrudan hedef haline getirilmişlerdir.
Ancak bu saldırıların, mücadeleci gazetecilik mirasının sürdürücüsü olan bizleri yıldıramayacağı bilinmelidir.”
