H. Merkezi: UPOTUDAK, İran’da geçtiğimiz aylarda molla pastarları ile girilen bir çatışmada yaralı yakalanmış ve Ocak 2018’de görülen duruşmada; “devlete karşı silahlanmak”, “Komala örgütüne üye olmak” ve “Allah’a karşı çıkmak” suçlamalarıyla idam cezasına çarptırılan Ramin Husen Penahi ve 2011 yılında Suudi Arabistan’ın doğusunda Şiilerin çoğunlukta olduğu kentlerde başlayan hükümet karşıtı eylemlere katıldığı ve organize ettiği gerekçesiyle 2015 yılında eşi ve altı insan hakları aktivisti ile birlikte tutuklanan ve idam cezası ile yargılanan Esra El Gamham için dayanışma çağrısında bulundu.
Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi yayımladığı dayanışma açıklaması şu şekilde:
“İran’da Kürt siyasi tutuklu Ramin Husen Penahi geçtiğimiz günlerde kaldığı Sine Hapishanesi’nden gizlice Recayişehr Hapishanesi’ne nakledilmiş, bunun ardından yaşamı ile ilgili ulusal ve uluslararası kamuoyunda soru işaretleri doğmuştu. Daha önceki praktiklerden bilindiği üzere, İslamcı gerici molla rejimi, bu tarz sevkleri söz konusu idam hükümlüleri olduğunda gizlice idamı gerçekleştirmek ve oluşacak kamuoyunu engellemek için yapıyor.
Uzun bir süre kendisinden haber alınamayan ve hayatı hakkında endişe duyulan Ramin Husen Penahi, dün gece nakledildiği hastanede dudaklarını dikerek, kardeşi Emced Husen Penahi aracılığı ile ölüm orucuna başladığını duyurdu. Kardeşi; Ramin Husen Penahi’nin sevk sırasında yapılan sevke karşı çıktığından ağır işkenceye maruz kalarak yaralandığı için hastaneye kaldırıldığını ve orada tedavi gördüğünü aktardı. Ayrıca siyasi tutsakların ağır bir durum olmadığı sürece öyle kolay hastaneye yatırılmadığını, dolayısıyla Penahi’nin durumunun da ağır olma ihtimalinin yüksek olduğunu aktardı. Yeniden Sine Hapishanesi’ne nakledilene kadar ölüm orucu eylemine devam edeceğini açıklayan Penahi, faşişt molla rejiminin hapishanelerinde direnmeye devam ediyor.
Ramin Husen Penahi geçtiğimiz aylarda molla pastarları ile girilen bir çatışmada yaralı yakalanmış ve Ocak 2018’de görülen duruşmada; “devlete karşı silahlanmak”, “Komala örgütüne üye olmak” ve “Allah’a karşı çıkmak” suçlamalarıyla idam cezasına mahkum edilmişti. Başta Kürt halkı nezdinde yaratılan kamuoyu olmak üzere, uluslararası kamuoyu ve kampanyalar neticesinde molla rejimi, Ramin Husen Penahi’nin idamını ertelemek zorunda kalmış, fakat iptal etmemişti.
Ortadoğu ve Arap coğrafyasının, İran’la birlikte diğer bir haydut devleti Suudi Arabistan’da ise; idam istemi ile yargılanan insan hakları aktivisti Esra El Gamham’ın da hayatından endişe duyuluyor. 2011 yılında Arabistan’ın doğusunda Şiilerin çoğunlukta olduğu kentlerde başlayan hükümet karşıtı eylemlere katıldığı ve organize ettiği gerekçesiyle 2015 yılında eşi ve altı insan hakları aktivisti ile birlikte tutuklanan ve idam cezası ile yargılanan Esra El Gamham’dan haber alınamıyor. Basında kimi kaynaklara dayandırılan haberlerde Gamham’ın idam edildiği belirtilirken, bazı Suudi kaynaklara dayandırılan haberlere göre de idamla yargılandığı doğrulanmakta fakat halen mahkeme sürecinin devam ettiği bildirilmekte. Ancak hayatından endişe edilen Esra El Gamham’dan yeterli ve sağlıklı bilgi alınamamaktadır. Kararın uygulanması halinde, Suudi Arabistan’da bir kadın aktivist faaliyetlerinden dolayı idam edilmiş olacak. Suudi Arabistan’da kadınların siyasi parti kurması ve protesto gösterilerine katılması yasak.
Ortadoğu ve Arap coğrafyasının bu iki haydut devletinde görülen davaların ortak özelliği, her iki ülkenin azınlık millet ve milliyetleri ile olan bağıdır. Birinde Kürt ulusunun bağımsızlık mücadelesi her türlü yol ve yöntemle boğulmaya çalışılırken, diğerinde Şiilerin demokratik hak mücadelesinin önü kesilmeye, yok edilmeye çalışılıyor. Her iki dava da iki haydut devletin kendi ülkelerindeki ulusal soruna yaklaşımı ile doğrudan alakalıdır. Ve özünde her iki yaklaşım da yok sayan ve inkârcı bir yaklaşımdır.
Gerek Ramin Husen Penahi gerekse de Esra El Gamham’ın mücadeleleri haklı ve meşru mücadelelerdir. Bu mücadelenin desteklenmesi için bu iki politik aktivistin idamına karşı çıkmak ve uluslararası dayanışmayı güçlendirmek önemlidir. Her iki devlet de azılı ve katliamcı yüzüyle bilinen devletleridir. İnsan yaşamının bu kadar ucuz olduğu söz konusu coğrafyalarda, yaşamın bu kadar ucuz olmadığını göstermenin ve var olan dayanışma hareketlerini daha fazla büyütmenin zamanıdır.”
