Güncel

“Oğlum AKP Döneminde Kaybedildi”

 

İstanbul: 2004 yılında kaybedilen ve hala akıbeti belli olmayan Tolga Baykal Ceylan ile ilgili olarak ailesi İHD İstanbul Şubesi’nde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Ceylan; Başbakan’ın bizim dönemimizde kayıplar durdu diyerek övündüğünü belirterek “Oğlum AKP iktidarı döneminde kaybedildi” dedi.

Avukat Eren keskin ve İHD İstanbul Şubesi Başkanı Ümit Efe’nin de katıldığı basın toplantısında, dava sürecini ve son gelişmeleri Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Ceylan anlattı. Anne Ceylan anlatımlarında, oğlunun 1998 yılından itibaren öğrenci olduğunu daha önce gözaltılar yaşadığını ve geçirdiği hastalığın ardından ara verdiği okuluna dekanlık kararı ile girişlerinin engellendiğini belirtti.

Tolga Baykal Ceylan’ın Hıristiyan olduğunu ve bu ülkede yaşamak istemediğini belirten anne Ceylan, bu amaçla Tolga’nın Avrupa ülkelerine gitmek için mektuplar yazdığını, konsolosluklarla görüşmeler yaptığını ve oğlunun Hıristiyan olmasının da kaybedilişinde etken olduğunu vurguladı.

Kaybedilme sürecinden önce de Tolga’nın sürekli takip altında bulunduğunu belirten Kadriye Ceylan, adli ve idari makamların da dosyayı kapatmak ve olayı karartmak için çalıştığını belirtti. Sürekli bir delil karartma çabasına dair örnekler veren Kadriye Ceylan’ın bazı aktarımlarında, Oğlunun İğne ada’ya tatile giden oğlu ile 10 Ağustos gününden itibaren telefonda konuşmadıklarına, bahsettiği arkadaşlarının kimler olduğunu bilmediğine, yörede son görüldüğü anda jandarma arabasına oğlunun jandarma arabasına bindirildiğine, oğlu Tolga Baykal Ceylan’ın kaybından sonra sürekli mahallede ‘kaçak arayan’ polis arabasının gelmediğine ve itirafçılar Erol Avcı ve Ali Rıza Yenidoğan’ın itiraflarında oğlu ile ilgili olarak ‘Bulgaristan’dan getirilip Arnavutköy yakınlarında infaz edildi’ şeklinde bilgilerin yer aldığına değindi.

Tolga’nın kaybedilmesi olayı ile ilgili olarak, oğlunun Hristiyan olmasının da etkili olduğunu savunan anne Ceylan, “oğlumun katli ile başlayan süreç rahip Santaro, Zirve yayınevi baskını ve Hrant Dink cinayetine kadar gitmiştir” diyerek dönemin MGK toplantılarında ‘misyonerlik faaliyetleri en büyük iç tehdit’ tespitinin yapıldığını belirtti.

Mecliste kurulan İnsan hakları komisyonunun da davayı gündemden düşürmek dışında bir işe saramadığını savunan Anne Kadriye Ceylan’ın ardından ise söz alan davanın avukatı Eren Keskin ise, dava sürecindeki gelişmeleri aktardı. Keskin, dava ile ilgili olarak aileye tebligat yapılmadan takipsizlik kararı verildiğini belirterek, itirazları sonucunda AİHM’in davayı kabul ettiğini belirtti. Soruşturmadaki boşluklara değinen Keskin, delillerin karartılmak istendiğinin altını çizerek itirafçıların anlatımlarının, “iftira atmak ve yalan beyan olduğu” şeklinde savcılık tarafından değerlendirilip dava açıldığının ve duruşmanın 6 Mart’ta olduğunu belirtti.

6 mart’taki duruşmayı beklediklerini söyleyen avukat Keskin’in konuşmasının ardından ise basın açıklaması sonlandırıldı.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu