Güncel

Katil acemiymiş!

 

22 Mayıs tarihinde Okmeydanı Cemevi’nde katledilen Uğur Kurt’u vuran polisin yeni görüntüleri ortaya çıktı. Milliyet gazetesinden Kemal Göktaş’ın haberinde yer alan görüntülerle “meşru müdafaa” iddialarının gerçeği yansıtmadığı açık bir şekilde görülüyor. Görüntülerde polis S.K. molotof isabet eden araçtan ilk başta iniyor sonrasında ise araca geri dönerek tabancasını alıp cemevi yönünde ateş etmeye başlıyor.

27 Haziran tarihli İstanbul Valisi Mutlu’nun “soruşturma izni” kararında da olay benzer biçimde anlatılıyor olmasına rağmen cinayeti meşrulaştırmak için eylemin “mesleki tecrübesizlikten” kaynaklandığı savunuluyor. Affedin katil acemiymiş! Sanki bir eşyaya, değersiz bir varlığa zarar verilmiş gibi. Sanki telafi edilebilir bir hata işlenmiş gibi. Berkin Elvan’ı anmak için düzenlenen Liseli Dev-Genç’in eylemine azgınca saldırıldığı esnada, halkın yoğun şekilde eylemin yapıldığı bölgede olduğu polis dahil herkes tarafından bilinirken silah kullanmak nasıl meşru olabilir? Bu nasıl bir acemiliktir?

Meselenin acemilikle alakalı olmadığı soruşturmaya izin verildiğine dair bu kararın devamından anlaşılıyor. Karar, başka açılardan da cinayete devlet nezdinde nasıl yaklaşıldığının ipuçlarını taşıyor. Katledilen Uğur Kurt’tan söz edilirken “eylemcilerle hiçbir ilgisi ve ilişkisi olmayan, polisin hedefinde bulunmayan” ifadeleri kullanılıyor.

Polis eğer Berkin’i anan liseli devrimcilerden birini vursaydı bu meşru olurdu gel gör ki “mesleki tecrübesizlikten” bunu beceremedi! Karar da acemice değil ustalıkla anlatılmak istenen budur.

Defalarca Berkin’e terörist diyen Başbakanı’ndan Valisine, Polis şefinden çadır yakan zabıtasına kadar “devlet” böyle düşünüyor. Nitekim kararın bir başka bölümünde; “Liseli Dev-Genç”in Soma ve Berkin Elvan için boykot yapacağına dair istihbarat alındığı ve okul önüne Çevik Kuvvet, Güvenlik, TEM, Foto Film şubeleriyle Kağıthane, Beyoğlu ve Şişli İlçe Emniyet müdürlüğü görevlilerinin konuşlandığı” ifade ediliyor. Devamında “Okulun bahçesinde 20 öğrencinin oturma eylemi başlattığı, ardından da molotof ve havai fişekle güvenlik kuvvetlerine saldırıldığı” ifadeleriyle olayın özü çarpıtılarak anlatılıyor.

Kamuoyuna çağrı yapmak amacıyla, düzenleneceği internet ve yazılı basın aracılığı ile önceden duyurulan boykot eylemine dair “istihbarat” almışlar! Buna istinaden liselilerin eylemine dünya kadar polisi yığmışlar ve liseliler ortada hiçbir şey yokken birden polise saldırmışlar. Valiye ufak atta civcivler yesin diyeceğimiz geliyor ama mevzu son derece ciddi. Ortada bir ölüm var. Ve faşizm her zaman ki yalan söylüyor. Koskoca TC devletinin valisi yalan söyler mi diyeceksiniz ama yalan söylüyor işte. Yalan, bu devletin kodlarına sinmiş, fıtratında var.

Biz ne valiler gördük!

Adana, Eskişehir….

Allahtan İstanbul Valisi Uğur Kurt’u liseliler öldürdü demedi. Gerçi yazılan bu kararın mantığında bu var. Liseliler eylem yapmasaydı olay olmayacaktı. Yatıp kalkıp Berkin demeseydiler ölümde olmayacaktı. Devletin mantığı ve dili hiç değişmemektedir.

Katil polisin soruşturulmasına dair izin verirken bile sergilenen devrimcileri hedef gösterme, cinayeti meşrulaştırma çabaları, 27 Haziranda alınmış olmasına rağmen soruşturma izninin halen savcılığın eline ulaşmamış olması, yine katillerin devlet tarafından korunacağına dair bariz göstergelerdir. Uğur Kurt’un katilinin, hak ettiği şekilde, devlet tarafından cezalandırılmayacağı ise açık bir gerçektir. Buna rağmen açılacak olan davanın takipçisi olmalı, katillerin hak ettikleri cezayı alması için elimizden geleni ardımıza koymamalıyız.

 

 

(Bir okur)

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu