H.Merkezi: Partizan, yaptığı bir basın açıklamasıyla Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde polisin Kürt halkına kurşun yağdırması ve iki kişiyi katletmesini protesto etti.
“Katil AKP Hesap Verecek!” sözleriyle başlayan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“AKP hükümeti, Kürt halkını katletmeye devam ediyor. 6 Aralık günü Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde, HPG gerillalarının mezarlarının bulunduğu Orman Mahallesi’ndeki mezarların tahrip edilmesini protesto etmek amacıyla düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasına saldıran polis, Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir isimli iki Kürdü hedef gözeterek katletti.
Kürt ulusunun özgürlüğü uğruna savaşırken toprağa düşen şehitlerinin mezarlarına bile tahammül edemeyen TC devleti, yapılan basın açıklamasına vahşice saldırdı. Özel Harekât Timlerinin kitleyi silahla taradığı saldırıda çok sayıda insanda yaralandı. Katliamla yetinmeyen polis, cenazelerin bulunduğu hastaneyi abluka altına aldı, içeriye gaz bombaları attı, hastanenin camlarını silah dipçikleri ile kırdı, cenazeleri kaçırarak Van’a götürdü.“
Devletin polisine sahip çıktığına dikkat çeken Partizan şunları kaydetti:
“Kitlenin üzerine tüm Yüksekova halkının gözü önünde kurşun yağdıran polise elbette devleti sahip çıktı. Hakkâri Valiliği, cenazeler Van’da hastaneye henüz ulamamışken katliama ilişkin bir açıklama yaparak polisini akladı.
Valilik yaptığı açıklamada , “Olayların başlamasından bir saat sonra da eylemciler, bu defa 8-9 uzun namlulu silahla değişik mevkilerden TOMA araçlarına ateş etmeye başlamışlardır. Ateş sonrası isabet alan zırhlı araçlarda önemli hasar oluşunca, Polis Özel Harekat timleri devreye sokulmak zorunda kalınmış ve şehir merkezinde silahlı çatışma meydana gelmiştir.” iddiasında bulundu. Burjuva-feodal basın ise valiliğin açıklamasını yeterli bulmayarak yaşamını yitiren iki Kürdün polisle çatışmaya giren PKK’liler olduğunu savundu. Oysa otopsi raporları ve tüm görgü tanıkları, Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir’in hedef gözetilerek katledildiğini gösteriyor.“
AKP hükümetinin iki yüzlü bir politika izleidğini dile getiren açıklama şu sözlerle sona erdi:
“AKP’nin Çözümü; Katliam
Barzani ve Şiwan Perwer’le Amed de bir araya gelerek, “demokratik çözüm” sürecinde ne kadar “kararlı” olduklarını tüm dünyaya ilan eden TC/AKP’nin, bu kararlılıktan ne anladıkları bir kez daha ortaya çıkmış oldu. TC/AKP’nin “demokratik çözüm”den anladığı, Kürt ulusunun demokratik taleplerinin görmezden gelinmesidir. Kürtler arasından devşirdikleri, işbirlikçileri arcılığıyla Kürt ulusunun mücadelesinin pasifize edilmesidir. Onların çözümden anladığı, Türkiye Kürdistanı’nın dört bir yanına karakolların son sürat inşa edilmesi, HES’ler ve barajlarla doğasının yok edilmesidir. Onların çözümden anladığı, Kürt halkının üzerine kurşun yağdırılması, evlatlarının katledilmesidir.
TC/ AKP’nin yüzüne taktığı demokratikleşme maskesi, Kürt halkına yönelik düşmanlığını, ikiyüzlü politikalarını gizleyemez. Roboski’de 34 Kürt gencinin F-16 savaş uçaklarıyla bombalanması emrini veren AKP hükümeti, bugünde iki Kürdü daha katletmiştir.
TC kurulduğu günden bu yana, gözaltı, tutuklama ve katliamlarla Kürt ulusunun özgürlük mücadelesini bastırmaya çalışıyor. Ancak tarihte gösterdi ki Kürt halkının haklı mücadelesi tüm katliamlara rağmen büyüyerek bugünlere geldi.
Kürt halkının mücadelesini, kurşun yağdırarak, öldürerek engelleyebileceğini zanneden AKP, mutlaka hesap verecektir.”
