Güncel

PŞTA’lı bir aile: “Annesinin kara oğlu”

Annesinin kara oğlu

Annesinin kara oğluydu o
Bahtı kara olmanın ayıp sayıldığı yıllarda doğmuştu.
Kader diye bir sey varsa, en karası gelip onu bulacaktı yıllar sonra.
Öğretmen bir babanın dördüncü çocuğu olarak açmıştı gözlerini dünyaya.
Henüz öğretilmemişti ona dünya.
Annesinin cesur oğluydu o.
Onca yokluğun arasında, bir ekmeği yedi parçaya bölebilen anne ellerinde büyümüştü.
Anne kuzusuydu.
Çok sonra, haksızlıklar karşısında kaplana dönüşebilecek bir kuzu.
Annesinin devrimci oğluydu o.
Yeryüzünün tüm haksızlıkları, onun çaresiz vicdanında derin yaralar açarken ancak yumruklarını sıkabilmişti bir dem.
Daha fazlasını öğrenmiş, bedenini pusuya yatırır gibi ölüme meydan okumuştu sonra.
Derdi haksızlıklardı. Sonra kendinin de hakkı yendi.
Derdi eşitsizliklerdi. En eşitsiz bir kavgada, güpegündüz düştü bir meydanın ortasına.
Derdi daha özgür ve umut dolu bir hayattı.
Sonra kendinin hayati da ellerinden yitip gitti.
Geride on binler, yüz binler bırakarak gitti.
Geride, yürekte onulmaz yaralar açarak gitti.
Ve geride, gülen gözleriyle onlarca fotoğraf karesi bırakarak gitti.
Annesinin en unutulmaz oğluydu, çünkü halkın oğluydu o.
(PŞTA’lı bir aile)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu