İstanbul: OHAL gerekçe gösterilerek çok sayıda televizyon kanalı ve radyonun yayınının durdurulması Galatasaray Lisesi önünde protesto edildi; “Özgür basına yönelik darbeci tutum asla kabul edilemez. Kapatılan kanallar tekrar yayına başlayana kadar mücadelemiz devam edecek” denildi.
Dün akşam saatlerinde Hayatın Sesi TV, TV 10, Jiyan TV, Zarok TV, Van TV gibi televizyon kanallarının karartılması bugün Galatasaray Lisesi önünde yapılan eylemle protesto edildi. KESK İstanbul Şubeler Platformu, DİSK İstanbul Temsilciliği, İstanbul Tabip Odası, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu ve Türk-İş İstanbul Şubelerinin çağrısıyla yapılan eyleme Avcılar Belediyesi temizlik işçileri, OHAL’e Karşı Hukuk Örgütleri Platformu, CHP İstanbul milletvekili Barış Yarkadaş, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, EMEP Genel Başkanı Selma Irmak destek verdi. Kitlesel katılımın olduğu eylemde sık sık “Özgür basın susturulamaz”, “Tek sese biat etmeyeceğiz”, “Haber alma hakkımız engellenemez”, “Ne darbe ne OHAL, demokratik Türkiye” gibi sloganlar atıldı. “Özgür basın susturulamaz! Haber alma hakkımız engellenemez”, “TV 10 Alevilerin sesi susturulamaz”, “OHAL kaldırılsın! Halkın haber alma hakkı engellenemez” pankartlarının açıldığı eylemde ilk olarak sözü kapatılan TV kanalı TV 10’un temsilcisi Veli Büyükşahin aldı.
“Alevilerin iradesine el konulmuştur”
15 Temmuz gecesi TV 10 ve kapatılan diğer TV kanallarının darbe karşısında olduğunu belirten Büyükşahin, “Darbe girişiminde bulunanlarla bu ülkeyi yönetenler arasında bir fark yoktur” dedi. “Bu ülkenin ezilenleri kendilerine nefes alacak yer arıyorlar. TV 10 da Alevilerin nefes alacağı bir kanaldı” diyen Büyükşahin, kanalın tam da Muharrem Orucu öncesinde kapatılmasına dikkat çekti.
“Burada sadece bir kanala değil, Alevilerin iradesine el konulmuştur” diyen Büyükşahin sözlerine “Biz Yezid siyasetine biat etmeyeceğiz. Aleviler kendi sesine sahip çıkacaktır” şeklinde devam etti. Büyükşahin, son olarak “Biz mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
“Geleceğe yine gerçekler yön verecek”
Hayatın Sesi TV adına söz alan Gökhan Çetin ise baskı politikalarının mağdurları olarak bir araya geldiklerini ifade ederek, “Türkiye’nin dört bir yanında işçi ve emekçilerin eylemleri yasaklanıyor; eğitim emekçileri açığa alınıyor. Biz bu politikalara karşı çıktığımız için sesimizi boğmaya çalışıyorlar” dedi.
Ezilenlerin sesini boğmaya çalışanların her zaman tarihin çöplüğüne gittiğini hatırlatan Çetin, “Geleceğe yine gerçekler yön verecek. Biz susmayacağız” dedi.
“Nasıl özgür basın bizim sesimizi duyduysa biz de direnenler olarak onların sesini duyuracağız”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) adına söz alan gazeteci Arzu Demir ise,bir çok gazetecinin hapishanelerde olduğuna dikkat çekerek başladığı konuşmasında TV kanalları ile radyolara yapılan karartmaların sebebine dair şunları söyledi: “ Saray rejimi Cemaat ile işbirliğinin ve katliamlarının ortaya çıkmasından korkuyor.”
Demir, “Kapatılan kanalların yanında olmaktan başka çaremiz yok derken ardından söz alan Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Yardımcısı Ercan Gürünlü, “Siyasi iktidar OHAL ile, KHK’lerle herkesi baskı altına almaya çalışıyor. Ezilen her kesim ve onların sesi kısılmaya çalışılıyor. Nasıl özgür basın bizim sesimizi duyduysa biz de direnenler olarak onların sesini duyuracağız” dedi.
“Düşünceye ket vurulamaz”
DİSK’e bağlı Gıda-İş Sendikası Başkanı Seyit Aslan, “demokrasi” diyerek mitingler gerçekleştirenlerin bugün demokrasi ve özgürlük karşıtı noktada olduklarını belirttiği konuşmasında, “Özgür basın ve medyanın üzerinden ellerinizi çekin” dedi.
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç ise, alınan kararların bir gün önce toplanan MGK’nın kararları olmadığını, bunun 7 Haziran Genel Seçimi öncesinde planlandığını belirtti. Mengüç, “Düşünceye ket vurulamaz. Her türlü hak gaspına gidenler bunu bilmelidir” dedi ve OHAL’i kabul etmediklerini ifade etti.
TMMOB İstanbul İKK Sekreteri Cevahir Efe Akçelik, AKP iktidarının 14 yıldır tek basın-ses yaratmaya çalıştığını belirtti ve “Bizler haber alma hakkımızı sonuna dek savunacağız” dedi.
“Emekçilerin ve halkın sesini yansıtan televizyon kanallarının karartılması kabul edilemez”
Yapılan konuşmaların ardından kurumlar adına okunan basın açıklamasında hükümetin özgür basına yönelik baskı ve yayın durdurma uygulamalarının artarak devam ettiğine dikkat çekildi. OHAL bahane edilerek TV kanalları ve radyoların kapatılmasının özgür basına yönelik bir darbe olduğu belirtilen açıklamada, “Emekçilerin ve halkın sesini yansıtan televizyon kanallarının karartılması kabul edilemez” denildi.
Hükümetin bu tutumunun farklı ses ve kimliklere, inançlara, kültürlere ne kadar tahammülsüz olduğunun bir göstergesi olduğu belirtilen açıklamada, “Hükümetin çizgisi dışında yayın yapan basın organlarına yönelik gerçekleştirilen bu darbe, ülke tarihine şimdiden kara bir leke olarak geçmiştir” ifadeleri kullanıldı.
Açıklama, hukuk dışı bu uygulamaya derhal son verilmesi ve yayın durdurma kararının geri çekilmesi talebiyle sona erdi.
