GüncelManşet

RÖPORTAJ | “İşçinin sözünün olması için sendikalaşıp örgütlenmek gerekiyor!”

İstanbul: 200 küsur günü aşkındır direnişte olan DHL işçilerini ziyaret ederek sohbet etme fırsatı bulduk. Direnişte kararlı olan ve sendikalarının DHL’ye girene kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söyleyen işçiler, aynı zamanda birbirlerinden öğrenme deneyimlerini anlatıyor ve son olarak da şu çağrıda bulunuyorlar işçilere; “Önce sendikalarına sonrada işlerine ve örgütlenme haklarına sahip çıksınlar!”

– Kendinizi tanıtarak başlar mısınız?

– Adım Sinan Tursun, 6 yıldır DHL’nin finans departmanında çalışıyorum. Direnişteki tüm arkadaşlar, finans departmanın da çalışıyordu. Şirketin tabiriyle beyaz yakalı olarak çalışıyorduk.

– Çalışma koşullarınız nasıldı?

– Biz yukarıda çalışıyorduk ama aşağıda antrepo çalışan çalışma arkadaşlarımızın koşulları kolay değildi. Rahatsızlıkları oluyordu, yük taşıdıkları için. Aslında bizim sendikalaşmamızın sebebi, iş ve iş güvenliğinin olmaması. Burada işe sizi erken yaşta, 22-23 yaşında işe alıyorlar. Belli bir süre çalıştıktan sonra da kapının önüne koyuyorlar. Şimdi şöyle bir sıkıntı var; ülkede 30 yaşını geçtikten sonra herhangi bir yerde iş bulamıyorsunuz. Hangi iş alanına bakarsanız bakın bir yaş sınırı koyuyor. Sizi kapının önüne koyduğu zaman da iş bulma sıkıntısı çekiyorsunuz. Biz biraz da gelecek kaygısı yaşadığımız için sendikalı olmak istedik.

– Sizi direnişe götüren süreci anlatabilir misiniz?

– 9 işçi olarak işimizden atıldık. Bu şirkette iş güvencesi yok. 35 yıllık bir firma burası ama emekli olan 5 ya da 6’yı geçmez. Bundan dolayı sendikalı olmak istedik. Aşağıda, antrepoda çalışan arkadaşlar zor koşullarda çalışıyorlar. Maaşları da çok düşük. Bunlara karşı örgütlenmeye başladık. Çoğunluğu da aldık. Şirket itiraz etti. Bu anti-demokratik yasa var işte, bir tane 1980 darbesinden kalan. Normalde e-devlet üzerinden oluyoruz sendikaya üye. Eskiden imzayla olunuyordu. Bu yasa aslında o imzalara itiraz için var. Şirketler bu süreci uzatmak için kullanıyorlar bu yasayı aslında. Mahkemeyi zaten kazanma ihtimalleri yok. Ama dediğim gibi bu süreci uzatıp içerideki sendikalı arkadaşlarımıza baskı yapıp onları istifaya zorlama amacındalar. Onda da başarılı olamıyorlar. Hala çoğunluğumuz var içeride devam ediyoruz. Biz hafta içi her gün burada direnişteyiz

– İşçilerin tutumu nasıl?

– İyi, arkadaşlarımızın bize desteği devam ediyor. Burada öğle yemeklerine, akşam işten çıktıklarında, sabah işe girdiklerinde selamlaşıyoruz, konuşuyoruz. Arkadaşlarımızın desteğinde herhangi bir sıkıntı yok. Hala içeride çoğunluk bizde. Bakanlıktan da yazı geldi, şu an hukuki bir süreç var. Onun bitmesini bekliyoruz. Ayrıca yurtdışında ITF (Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu) yani TÜMTİS sendikasının bağlı olduğu bir konfederasyon var, uluslararası. Onun da bu Mart ayı içinde küresel bir eylemi olacak. Onu da bekliyoruz. 29 Mart’ta 200 ülkede eş zamanlı olarak, DHL Genel Müdürlükleri önünde sendika üyeleri toplanacak. Avrupa’dan buraya direniş alanına da bir heyet gelecek. ITF temsilcileri bir de Avrupa delegelerinden oluşan.

 

“İşçiler direnişi öğreniyor!”

– Çevrenizin direnişe tepkisi nasıl oldu?

– Olumlu bakıyor çoğu insan. Sendikaların durumundan kaynaklı olarak biraz uzak bakanlar da oluyor ama genelde olumlu. Biz burada direnişe geçtiğimiz zaman bu OHAL koşularında insanlara bir umut da oluyor. Çevreden gidip gelen insanlar “bu nedir” diye gelip sohbet ediyor. Burası işte sanayi sitesi, diğer fabrikalardan çevreden işçiler geliyorlar buraya, sohbet ediyoruz. 50 metre ileride Kod-A çadırı vardı. Onlar da bizi görerek sendikalaşmaya başladılar. Onlar da çadır kurdular orada. Yani bir etkisi oluyor çevreye.

– Gazetemiz aracılığı ile bir çağrıda bulunmak ister misiniz?

– Tüm işçilere şunu söylemek istiyorum, örgütlenmek gerekiyor. Söz söyleyebilmeleri için, bir sözünün olması için sendikalaşıp örgütlenmeleri gerekiyor. Gelecek kaygısı yaşamamak istiyorsa, haklarını almak istiyorlarsa örgütlenmeleri gerektiğinin çağrısında bulunuyorum.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu