GüncelKadın

ROJAVA-EKOLOJİ | “Silah elde savaşmak da bir ağacı toprakla buluşturmak da bu savaşın bir parçası!”

Birlikte büyüyecek bu ağaçlar ve çiçekler birleşik mücadelenin de sembolü olacaktır. Kesilen suya inat bir çatlaktan suyu bularak yükselecektirler.

“Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,

akar suyun,

meyve çağında ağacın,

serpilip gelişen hayatın düşmanı.

Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:

– çürüyen diş, dökülen et -,

bir daha geri dönmemek üzre yıkılıp gidecekler.

Ve elbette ki, sevgilim, elbet,

dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,

dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla

bu güzelim memlekette hürriyet…”

(Nazım Hikmet)

Bizler savaşçılar olarak çiçek ve ağaç mı ekecektik? Hani buraya savaşmaya gelmiştik ve kalbi bizimle atanlar, bizim cepheden cepheye koştuğumuzu düşünüyorlardı.

Bense şimdi bir zamanlar dünyanın en bereketli olan ancak suyu gaspedilerek bereketsizleştirilen bu topraklara tohum, ağaç ve çiçek ekiyordum. Yaşadığım çelişki ve yoldaşların gözleri aklıma geldikçe gülüyor ve toprağa daha fazlasını vermek istiyorum. Bu toprağın hakkı, insanlığın yıllardır faydalandığı ama gerekli değeri vermediği toprağın hakkı.

Emperyalist kapitalist sistemle birlikte oluşmaya başlayan metabolik yarığın, toprağa-havaya-suya verdiğimiz onca zararın telafisi olmasa da naçizane bir özeleştirisi böyle olabilirdi belki.

Tabiki de birçok problemin çözümünde olduğu gibi, metabolik yarıkların çözümünde de sorunun temeline inilmeli; bunları yaratan, doğal metabolizmayla toplum metabolizmasını birbirinden ayıran kapitalist üretim ve tüketim tarzı ortadan kaldırılmalıdır. Aksi takdirde yapılanlar, ektiğimiz onca yeni can yüzeysel olmaktan öteye gidemeyecektir.

Savaşımız tam da bu yüzdendir ya, işte bu nedenle ektiğimiz her bir ağacın ormansızlaşmaya bağlı olarak karbon yutaklarının emilim kapasitesinin düşmesine ve toprağın daha da verimsizleşmesine karşı atılmış birer mermi, el bombası olduğu gerçeği ne güzel bir gerçek.

Ekolojinin gördüğü zarar, özellikle iklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmeye başlaması ve biyolojik çeşitliliğin gözle görülür biçimde azalmasıyla biz devrimcilerin dikkatini çekmeye başlamış, bunların sistemle ve iktidar anlayışıyla bağlantılı olduğu çok geç de olsa kabul edilmiştir.

Bugün daha yeni yeni Marks’ın anlattığı onca şeyin içinde ekolojik krizlerden sadece yüzeysel bahsetmediğini, aslında bilimsel yönteminin buralara da dikkat çektiğini anlıyoruz birçoğumuz.

Anlamayıp mevcut olanın üstüne birşey koymadan Marksizm’e yüzeysel yaklaşımla ekoloji mücadelesini küçük görenler ve Marksizm’i sanki bu konulara hiç değinmemiş gibi küçük burjuva hareketlere eklemlemeye çalışanlar arasında çeşitli tartışmaları kafamın içinde yankılanırken İbrahim yoldaşın gözleri çarpıyor gözüme.

Onun kendi ülkesini anlama, bilimsel yöntemle çözümleme ve sorunlara karşı çözüm üretme yöntemi geliyor aklıma bir fıstığı toprağa gömerken.

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya anısına yapmaya başladığımız bu bahçede farklı çiçekleri, kaktüsleri, ağaçları, bitkileri buluştururken halkın farklı katmanlarını da hatırlıyoruz.

Onun yoldaşları olarak onun ve daha yüzlerce ölümsüzleşenimizin anısına bu bahar ektiğimiz bu ağaçlar Rojava’dan büyüyerek Türkiye’de faşizmin üzerine yürüyecek, Karadeniz’de, Wan’da, Ege’de köylülerin direnişleriyle buluşacaktır elbette.

Birlikte büyüyecek bu ağaçlar ve çiçekler birleşik mücadelenin de sembolü olacaktır. Kesilen suya inat bir çatlaktan suyu bularak yükselecektirler.

İktidarı parça parça alırken metabolik yarıkları da parça parça dolduracağız. Marmara Denizi’ne doldurdukları müsilajı da Êfrîn’de, Irak Kürdistanı’nda kestikleri ağaçları da Elazığ’da, Bergama’da, Akdeniz’de, Dersim’de yaktıkları ormanları da onlara ödeteceğiz.

Dünyadaki her türden ekosistemin gerileme içinde olduğu, var olan türlerin yarısının soyunun bu yüzyılda tükenebileceği ve karbon emisyonlarının geçen on yıla oranla on kat artıp dünyayı iklim değişikliğini hızlandıran bir yöne sürüklediği bu durumu tersine çevirecek adımları atmaktayız.

Öyleyse cephede silah elde savaşmak da, bir ağacı toprakla buluşturmak da bu savaşın bir parçası. Biz şimdi her ikisini de yapmalıyız, yapıyoruz ve yapacağız.

Şimdi komünist önder İbrahim Kaypakkaya anısına yaptığımız bu bahçe bir gün çoğalacak ve halkın özgürlük bayrağının simgelerinden olacaktır. (KKB’li bir savaşçı)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu