GüncelKadınLGBTİ+Makaleler

Kadınların Birliği | Kadın, LGBTİ+, Aile, Anayasa Değişikliği… Muhalefetin Muhalefetsizliği…

"İşte, başörtülü-başörtüsüz meselesinde ortaya karışık “laiklik, eşitlik, ana-baba yasa” vb. kavramlarla, popüler söylemlerle bir şekilde idare etmeye çalışan zavallı muhalefetcik, mesele 41. maddenin tartışılmasına gelince tıkanıyor. Ne desin?"

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” retoriği üzerinden başlattığı ve Erdoğan’ın ifadesi ve talimatıyla “gollük pas”ı alan AKP-MHP milletvekillerinin kaleye tam hız koştuğu başörtü ve aile meselelerini yeniden düzenleyen Anayasa değişikliği tartışmaları sürüyor. Değişiklik tasarısı, 19 ve 24 Ocak tarihlerinde yapılan ve AKP, MHP, CHP ve İYİ Parti milletvekillerinin katıldığı Anayasa Komisyonu’nda iktidar partileri üyelerinin oylarıyla kabul edildi. CHP ve İYİ Parti, kendi sundukları yasa teklifi kabul edilmeyince oylamaya katılmayarak Komisyon’u terk ettiler.

CHP ve İYİ parti, Anayasa’ya konulması istenen “…Hiçbir kadın; dinî inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasî faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz…” cümlesindeki “dini inancı sebebiyle” ifadesinin çıkartılmasını istiyor ve neredeyse tüm “muhalefetini” bunun üzerine kuruyor.

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, kadınların ne giyip ne giyemeyeceğine dair eril siyasetin yaptığı ve seçim endeksli olarak gündeme getirilen hiçbir tartışmayı kabul etmek mümkün değildir. Kadınların ne giyip ne giymeyeceğini kadının bireysel iradesi belirler. Anayasa değişikliği üzerinden kadınların bedenini ve giyimini siyaset arenasına çevirmek burjuva-feodal politikanın her dönem yaptığı bir şeydir ve kadınlar cephesinden “nesneleştirilmek ve araçsallaştırılmaktan” başka bir karşılığı yoktur. AKP-MHP iktidarının ısrar ettiği “dini inancı sebebiyle” ifadesiyle ya da CHP-İYİ partilerinin “dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve…” ibaresinin “başını örtmesi ya da örtmemesi de dahil olmak üzere” ibaresiyle değiştirilmesi de kadınları başı örtülü ya da açık olarak ayıran zihniyet yapısının iki farklı yorumu.

AKP-MHP iktidarının fikri ve de zikri zaten herkes açısından net. Ama “güdük muhalefet”in durumuna daha dikkatli bakmak gerekiyor. “Helalleşme” ya da “hassasiyetleri dikkate alma” yani Türkçesi “seçimlere dönük konumlanma” olarak bir yandan “demokrasiye hasret”, AKP-MHP iktidarının faşizmin yükselttiği çıtadan mustarip, “onlar gitsin de kim gelirse gelsin” diyecek boyuta geçen kitlelerin ve yıllardır en etkili mücadele ve isyanın öznesi kadınların, diğer yandan AKP-MHP’nin etkisi altındaki memleketin yarıya yakınının, “muhafazakar” olarak kodlanan kesimlerin, yani kimsenin “gönlünü kırmadan”, doğruları eğip bükerek yaptığı “güdük muhalefet” var karşımızda. Güdük muhalefet dediğimize bakmayın, egemen sınıfların bir başka kliğinden herhangi bir şey beklediğimiz yok, bu konuda kafamız net.

İşte, başörtülü-başörtüsüz meselesinde ortaya karışık “laiklik, eşitlik, ana-baba yasa” vb. kavramlarla, popüler söylemlerle bir şekilde idare etmeye çalışan zavallı muhalefetcik, mesele 41. maddenin tartışılmasına gelince tıkanıyor. Ne desin? Mesele LGBTİ+ olunca doğruları eğip bükmek, ucundan kıyısından her kesimi cebe atacak cümleler kurmak çok zor. LGBTİ+’lara ya “sapık, hasta, özenti” vs. diyeceksin, ya da haklarını, özgürlüklerini ama’sız, fakat’sız savunacaksın. Ortadan yürümenin zor olduğu bir alan, her yer fazlasıyla dikenlerle kaplı…

Eşcinsel evlilik (ya da evlilik eşitliği) ülkemizde zaten yasakken, toplumda körüklenen homo/trans/bifobiye dayanak olacak biçimde, LGBTİ+ düşmanlığına anayasal zemin oluşturarak, evlilik birliği tanımlamasına “ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir” şeklinde ibare düşmek, kutsal heteroseksüel aile yapısını güçlendirmeye çalışmanın yanında aktüel olarak “muhalefeti” yarattıkları fobik toplum karşısında akıllarınca teşhir etmek çabasıdır. Zavallı muhalefet ne yapsın? İddia edildiği gibi, suya-sabuna dokunmamak için, Komisyon 41. maddenin görüşülmesine geçmeden sahayı mı terk etsin?

Yine de hakkını yemeyelim muhalefetin… Anayasa Komisyonu’na nasıl bir alaka kurdularsa 41. madde tartışmalarıyla ilgili ürolog getirilmesine ilişkin CHP’li vekil Murat Emir bir şeyler söylemeye çalıştı. Komisyona ürolog davet edilmesine tepki gösterip “psikiyatr” çağrılması konusunda ısrar ettiğini söylüyor mesela. “Ergenlik karmaşası, cinsel kimlik bunalımı, cinsel kimlik arayışı” olarak tanımladığı LGBTİ+ meselesinin psikiyatristlerin, psikologların işi olduğunu iddia ediyor. Eşcinselliği ergenlik, kimlik bunalımı/arayışı olarak tanımlayarak zaten ilk cümleden bizi kaybediyor ama psikolog-psikiyartist diyerek hepten çukura düşüyor.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu