Faşist Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları hız kesmeden devam etmektedir. Sınır hatları boyunca keşif uçakları durmaksızın uçarken, SİHA’larla başta devrimin önder kadrolarına olmak üzere halka yönelik katliamlarını sürdürmekte, karadan da obüs ve havan olmak üzere ağır silahlarla saldırılarına devam etmektedir.
TC devletinin Rojava’ya karadan bir işgal saldırısı planları Tahran ve Soçi görüşmelerinden çıkan sonuçlarla ertelenmiş görünüyor. Bunun yerine koalisyon ve Rusya’nın hava sahası içinde yer alan bölgelerde SİHA saldırılarına emperyalistler izin veriyor. Bu görüşmelerde özellikle Rusya’nın Türk devleti ile Suriye’nin görüşmesi talebine, daha önceden zaten istihbarat birimlerinin görüştüğü hükümet tarafından dile getirildi.
Faşist MİT Başkanı Hakan Fidan, Suriye’ye bir kez daha giderek Suriye İstihbarat Başkanı Ali Memlük’le görüştü. Son dönemlerde belli bir sıklıkla görüşen TC ve Suriye istihbarat başkanlarının hükümetlerin birbiriyle görüşme yapmasını sağlamak ve devrim toprakları ve değerleri üzerinden istihbarat paylaşımı almak amaçlı görüştükleri aşikardır.
Yine geçtiğimiz günlerde Hakan Fidan, Bağdat’a giderek Egemenlik İttifakı Başkanı Xemis Xencer ile Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve Başbakan Mustafa El Kazımi ile görüşmüştü. Yapılan tüm bu toplantıların içeriği gizli tutulmakla birlikte bu görüşmelerin, faşist AKP-MHP ittifakının Rojava ve Medya Savunma Alanları’na yönelik tüm işgal ve ilhak saldırılarından istediğini alamadığını ortaya koymaktadır. İçteki krizi dışarıda askeri saldırganlığıyla çözme çabası gerilla ve halkın direnişe tosladı.
Bundan doğru TC rejimi, Irak hükümeti ve KDP’nin daha fazla desteğini almak derdindeyken, Suriye hükümetiyle de ilişkilerini geliştirerek Rojava’da devrimin kazanımları yok etmek istemektedir.
Şimdilik sadece istihbarat düzeyinde yapılan görüşmelerin önümüzdeki günlerde hükümet yetkilileri tarafından yapılacağı anlaşılmaktadır. Türk Devleti’nin Suriye ve Irak’taki görüşmeleri ve arayışları bölgede daha fazla saldırı ve katliam yapma çabalarıdır.
TC’nin saldırılarının yoğunlaşmasıyla birlikte DAİŞ çeteleri bu saldırılarından istifade ederek kendilerini örgütlemeye ve saldırılarını artırmaya başlamışlardır. DAİŞ hücrelerinin çökertilmesine yönelik QSD’nin Hol Kampı’nda başlattığı “İnsani ve Güvenlik Hamlesi” bir aya yakın sürmüş, yapılan operasyonlar boyunca çok sayıda çete, cephane, tünel vb. yakalanmış, hamle boyunca 2 QSD savaşçısı çetelerle çatışmaya girerek ölümsüzleşmiştir.
Yine yakın zamanda DAİŞ çeteleri Serekaniyeli göçmenlerin kaldığı bir kampta bomba yüklü bir motorsiklet patlatmış bu saldırıda çocuklar yaralanmıştır. TC saldırılarını arttırdıkça DAİŞ çeteleri de buna paralel, örgütlenmelerini ve saldırılarını arttırmakta, TC’den güç almaktadırlar.
Saldırılara karşı direniş sürmektedir
Rojava halkı, hemen her gün sokaklara dökülerek, emperyalistlerin TC’ye desteğine ve faşist Türk devletinin saldırılarına karşı her yerde eylemler yapmaktadır. KDP’nin TC ile işbirliğine ve ihanete karşı protestolar örgütlemektedirler. Halk, MİT’in Rojava’da ajanlaştırma çalışmalarına yönelik QSD’nin başlatmış olduğu “Yemin Operasyonu”na desteklerini yükseltmektedirler.
TC devletinin Suriye ile görüşmesi ve ilişkilerini düzeltme çabaları başta Rojava olmak üzere tüm bölge halkının zararına olacaktır. İki devletin de çıkarları farklı olsa da ortaklaşacakları yer Rojava devriminin kazanımlarının yok edilmesi olacağı aşikardır.
Rusya, özerk yönetimin birtakım kırıntılar karşılığında Suriye hükümetiyle anlaşması için TC’nin saldırılarına göz yumarken, daha R.T.Erdoğan’ın Esad ile görüşmesi lafı geçer geçmez TC’nin işgal ettiği bölgelerde ona bağlı çeteler ciddi düzeyde tepki gösterdi, Türk bayraklarını yaktılar.
Gerilla aylardır, Metina, Zap ve Avaşin’de çok yüksek düzeyde askeri teknolojiye sahip faşist TC ordusuna karşı büyük bir direniş sergiliyor. Rojava halkı bir taraftan devrimi inşa etme çalışmaları içindeyken, diğer taraftan TC ve çetelerine saldırılarına karşı silah elde savaşıyor. Emperyalistlerin, faşist TC devletinin ve çetelerinin bu kazanımları yok etmesini durdurmak ezilenlerin devrimci ve komünistlerin görevidir.
Gerilla alanlarına ve Rojava’ya yönelik süren işgal saldırılarına karşı birleşik mücadele güçlerinin harekete geçmesi ezilenler cephesinde en geniş ittifakları kurarak emperyalizme, faşizme, ataerkiyle ve her türden gericiliğe karşı mücadeleyi yükseltmesi gerekmektedir.
