GüncelKadın

HDP Pandemi Dönemi Kadın Raporunu açıkladı

Pandemi döneminde kadınlara yönelik yaşanan hak ihlallerine ilişkin HDP Kadın Meclisi'nin hazırladığı rapor, Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Muş Milletvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Şevin Coşkun tarafından Meclis'te düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

HDP kadın meclisinin hazırladığı rapor; Kadına yönelik şiddet, Kadın emeği, Cinsiyet eşitsizliğine karşı politika önerilerimiz başlıklarını taşıyan üç ana bölümden oluşuyor.

“1-Nisan – 30 Eylül arasında en az 140 kadın erkekler tarafından katledildi”

Genel bir değerlendirmenin de yapıldığı raporda dünyanın her yerinde toplumsal eşitsizliğin derinleştiğine dikkat çekilerek kadın katliamlarının çetelesi açıklandı:

Salgınla birlikte, cinsiyet temelli ayrımcılıkların kadınların yaşamı üzerindeki etkisi arttı. Karantina dönemi, birçok kadın için ev içi şiddet riskinin artması ve şiddete uğradığında kadınların alabileceği desteklerin kısıtlanmasına yol açtı. Sadece 1 Nisan-30 Eylül arasında en az 140 kadın erkekler tarafından katledildi. İktidar ise bu riski önlemek için neredeyse hiçbir acil durum planlaması yapmazken, başka bir çok uygulama ve tartışmayla kadınlar için çok daha güvensiz bir ortam oluşturdu. Kadınlar, şiddete maruz kaldıklarında ana dillerinde hizmet sunulmadığı için başvuru mekanizmalarından yararlanamadı.

Kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmaların durumu

Erkek şiddeti artarken yetkililer ne yaptı? Sorusuna cevap verilen bölümde:

“Pandemiyle beraber gelen izolasyon koşullarının mevcut erkek şiddetini artırdığı ve artıracağı hem bu süreci önceden yaşayan ülkelerin araştırmalarında hem de kadın örgütlerinin yaptıkları çağrılarda en başından beri belirtilen temel bir olgu oldu. Ancak tüm uyarı ve taleplerimize rağmen kadına yönelik şiddeti önlemek için bütünlüklü bir acil eylem planı açıklamadığı gibi şiddetle mücadeleden sorumlu kamu kurumlarının pek çok uygulamasında salgın bahane edilerek kanun ve yönetmelikler açıkça ihlal edildi.” denildi.

HDP Kadın Meclisi tarafından hazırlanan raporun bu bölümünde alttaki başlıklar üzerinden mekanizmaların gerçekliği ortaya konulmaya çalışıldığı görülüyor:

  • Kadınların can güvencesi askıya alındı.
  • Kadınların sığınaklara kabulü zorlaştırılarak can güvenlikleri riske atıldı.
  • Kadınların en çok başvuru yaptığı yerler olan karakollar, aynı zamanda en çok kötü uygulamayla karşılaştıkları kurumlar.
  • Kadınların hukuki desteğe ulaşması neredeyse imkânsız hale geldi.

“Cinsiyet körü tedbirler, kadın emeğinin görünmezliğini ve sömürüsünü artıyor”

Yayımlanan raporda kadınların iş yükünün işgücüne katılımını engellediği ifade edilerek şunlara yer verildi:

“Kadınların ücretsiz iş yükü onların işgücüne katılımını engelleyen en önemli sebep. Araştırmalar, 2019 yılında 11 milyon 741 bin kadının ev işleri nedeniyle çalışma hayatına katılmadığını, 494 bin kadının ev işleri ve bakım hizmetlerini sağlamak için işinden ayrıldığını gösteriyor. Aynı sebeple işten ayrıldığını belirten erkek sayısı ise kadınların yalnızca yüzde 3’ü kadardır. Çocuklara ve ihtiyaç sahibi yetişkinlere bakmak için işten ayrılan kadın sayısı yıldan yıla artış gösterirken diğer ülkelerde yapılan araştırmalar, pandemi döneminde alınan tedbirlerin cinsiyet körü olduğunu, kadınların iş yükünün en az yüzde 30 oranında arttığını ortaya koymakta.”

“HDP Olarak Cinsiyet Eşitsizliğine Karşı Politika Önerilerimiz”

Tüm dünyadaki kadınların ortak talebinin, sağlık ve ekonomi politikalarının cinsiyet eşitliği temelinde yeniden düzenlenmesi olduğunun belirtildiği raporun son bölümünde 19 maddelik öneri sunuldu.

Sunulan önerilerin bir kısmı şu şekilde:

  • İktidar tarafından tartışmaya açılan ancak kadına yönelik şiddete karşı uluslararası bir sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi amasız, fakatsız uygulanmalıdır.
  • Kadın özgürlükçü bir perspektifle yönetilen belediyelerimize kayyım politikalarına son verilmelidir
  • Kadına yönelik şiddetle mücadelede kapasite geliştirmek üzere ciddi kamu bütçesinden kapsamlı bir kaynak ayrılmalı. Bu kaynak kadına yönelik şiddetle mücadele birimlerinin kapasitesini artırmak üzere harcanmalı.
  • Kadınların başvurabileceği, karakol, ŞÖNİM, adliyeler, adli yardım büroları, kaymakamlıklar, Sosyal Hizmet Merkezleri gibi birimlerinin eşgüdümlü çalışmasını sağlamak için her ilde kadına yönelik şiddet kriz koordinasyon masaları kurulmalı..
  • Sığınak ve acil barınma ihtiyaçları için kapasiteler artırılmalı; bu mekanlarda salgına ilişkin sağlık önlemleri alınırken kadınları mağdur etmeyecek yeni düzenlemeler yapılmalı. Örneğin koğuş sistemi yerine oda sistemine geçilmeli, ortak kullanım alanlarının sayısı artırılmalı, kadınlara hastane mahkeme gibi toplu alanlara erişimde araç tahsis edilmeli.
  • İnfazın ertelenmesi gibi durumlarda elektronik izleme tedbirlerine başvurulmalı, kadınlar süreçten haberdar edilmeli.
  • Sağlık sektöründe kadın çalışanların ağırlıklı olarak istihdam edildiği alanlara cinsiyet eşitlikçi anlayış temelinde daha çok çalışan alınıp iş yükleri azaltılmalı.
  • Ev içi emeğin eşit bölüşümüne dair farkındalık çalışmaları yapılmalı. Aile mevhumuna eleştirel yaklaşarak ev içindeki cinsiyet temelli eşitsizliklerin giderilmesi temel ihtiyaçlardan biri.

Raporon tam metnine buradaki bağlantıdan ulaşılabilir.

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu