GüncelManşet

Soma’da AKP kendini nasıl temize çıkarır?

Soma: Şu aralar Soma katliamından kendini nasıl temize çıkaracağını bilemeyen AKP’nin çaresizliğini, Soma halkına karşı başta Başbakan R. T. Erdoğan’ın kendisi olmak üzere korumalarının, danışmanlarının şiddetinden ve hiddetinden görebiliriz. Soma’da acılı insanlar tarafından protesto edilmeyi hazzedemeyen devlet, “iyi bildiği” alicengiz oyunlarını devreye sokuyor.

Bölgenin çoğunluğunun AKP ve MHP’den etkilendiği bilinen bir gerçekken, yaşanan katliama ilişkin “kader” algısı da kuvvetli. Ancak diğer taraftan buna isyan eden (özellikle gençler, daha da özelde liseliler) bir kesim de sürekli sokakta ve bu durumu kabullenemediğini çeşitli eylemlerle dile getiriyor.

Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı A. Gül’ün protesto edilmesi, gelen bakanların hiçbir açıklamasının tatmin edici olmamasının yarattığı huzursuzluk elle tutulur gerçekler. Ayrıca hemen herkes dışarı çıkarılan işçi cenazesi sayısının 600, madende toprak altında kalanların 200-250 civarında olduğunu düşünüyor.

Ki bu insanların aileleri, yakınları, komşuları burada çalıştığı için bu sayıların inanırlılığı; bugün açıklama yapan Soma Holding’in patronunun, genel müdürünün, mühendisinin vs.’nin söylediklerinden çok daha yüksek elbette ki!

 

Soma’da sırt çantalı olmak…

Ama şurası da bir gerçek ki Soma halkı, on yıllardır tüm gerici iktidarların tekeline alarak yalnızlaştırdığı, devrimci, demokratik kurum ve düşünceden uzak tuttuğu bir bölge. Yani ülkede bulunan işçi havzalarının birçoğunda olduğu gibi… Bunun da bölgedeki yer altı kaynaklarının zenginliğinden kaynaklı olduğunu söylemeye gerek var mı?

Her ne kadar “kaza ile” bine yakın işçiyi toprağa gömülmesine neden olmuşsa da, AKP, öncellerinin bu “kazanımını” yitirmemek adına çeşitli alicengiz oyunlarına girişmektedir. Osmanlı’dan bu yana oyun içinde oyun kurmada “usta” olan TC devletinin sözcüsü AKP, ilk olarak başbakanlık (kötü polis-cellat) ve cumhurbaşkanlığı (iyi polis-papaz) düzeyinde burayı ziyaret etti. Ancak bu girişimler, protestoların hedefi olunca bu kez devreye sivil faşistlerin girmesinin emri verildi.

Dün (15 Mayıs) şehir dışından gelenlerin en belirgin ortak özelliği olan sırt çantası olanları sataşan AKP’li bir grup, sırt çantalıları ve fotoğraf makinesi olanları tartaklayıp “provokatör” olmakla suçlayan girişimlerde bulundu.

Aynı günün akşam saatlerinde ise dışarıdan gelenlerin kaldığı öğretmenevini kuşatan faşistler, özel olarak avukatları hedef almış ve gerginlik, şehrin içi polis ve jandarma kaynıyor olmasına rağmen saatler sonra 5-10 polisin gelmesiyle sonlanabilmiştir. (Tabii bu arada dışarıdan gelenlerin sağduyulu, “Biz buraya hesap sormaya ve ailelerle dayanışmaya geldik” yaklaşımları da gerginliği azaltan etmenlerden…)

 

“Komünistler geliyor!”

Gerginlik gece geç saatlerde son buldu, bulmasına ama, ertesi gün (bugün) bu kez “dedikodu” yöntemiyle dışarıdan dayanışmaya gelenler hedefe oturtulmaya çalışıldı.

Sabahın ilk saatlerinde günün en çok konuşulan konusu, Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan ve kodamanlarının yaptığı açıklamayken, sadece birkaç saat içerisinde ortalıkta “dışarıdan arabalar dolusu komünistin şehre geleceği” konusu, konuşulan tek gündem haline gelmişti.

Çarşı taraftar grubu ve daha birçok kurumun Soma’yla dayanışmak için Soma’ya yaptığı çağrının yarattığı korkunun eseri olan bu dedikodu ağı ile halkın “din”, “yıkıcı”, “bölücü” olguları ile ayrıştırmaya gidilmeye çalışılıyor.

Şimdilik gelişmeler böyle…

Ancak şunu biliyoruz ki, Soma halkının yüreğindeki bu acı, yangın bu alicengiz oyunları ile sönmez, sona ermez. Böyle acılar unutulmaz ve nasılsa hiçbir devlet yetkilisi istifa etmeyeceğine, sorumluluk kabul etmeyeceğine ya da şirketin burnunun bile kanamasına izin verilmeyeceğine göre bu yara kabuk bağlamaz. Ve sıra sıra dizili cenaze görüntülerinin kimsenin yanına kar kalmaz!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu