Güncel

SÖYLEŞİ | Migros İşçisi Kadınlar; Mobbinge, Tacize ve Ücretsiz İzne Karşı Direnişte

Migros Depo’da çalışma koşullarına, mobbing uygulamalarına karşı mücadele etmek için DGD-Sen’e üye olan işçiler, ücretsiz izne çıkarıldı. Sendikalı oldukları ve Migros Depo’da sistematik taciz ve mobbinge karşı sessiz kalmadıkları için ücretsiz izne mahkûm edilen kadın işçilerle bu süreci konuştuk.

Gazetemize, Migros Depo’da yaşadıklarını ve sendikal mücadelelerini anlattılar. Röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.

ÖG: Migros’ta neler yaşadınız, bize anlatır mısınız?

Fatma Yiğit: 2 buçuk senedir çalışıyorum, 2018 Temmuz’unun 20’sinde işbaşı yaptım. Ben çalışmaya başladığım zaman çok geçmeden çatı çöktü, suların içinde bozuk transpaletlerle pislik içerisinde çalıştık. 3 tane çocuk okutuyorum, bu arada mecbur çalışmak zorundaydım. Geçen sene 3. ayda eşim trafik kazası geçirdi. Evde tek çalışan ben olduğum için üstüme daha çok yük bindi. Ben kendime daha çok yüklendim. Çünkü evin yükü üstümdeydi. Susmak zorundaydım. Ama bu arada da içten içe çok zoruma gidiyordu bir kadın olarak. Sonra mesailer başladı. Sabah 8, akşam 10 buçuk, haftanın 7 günü çalışıyorsun.

Bir zaman sonra bedenim artık bunu kaldırmamaya başladı. Ve ben amirlere “pazar günü gelmeyeceğim” en azından benim açımdan “evimde çocuklarımla zaman geçireceğim” dediğim de, öyle bir şey yok geleceksin “senin işin burada” dediler. Öyle ağır hakaretlere maruz kaldım ki, her geçen gün zoruma gidiyordu. Sürekli bir baskı, mobbing, sürekli olarak üstümüzdeki işler arttı, işler arttıkça baskılar da arttı. Bu şartlarda temizlik sıfır, kesinlikle transpaletler bozuk, arefler bozuk, insanlık dışı koşullarda çalışıyorduk. Ayrıca diğer bölümlere yönlendiriliyorduk, işleri yoğun olduğu için nerede iş yoğunsa oraya. Kesinlikle her geçen gün daha çok dozunu artırdılar.

Madem bunlar böyle yapıyorsa bu işe kendimiz çözüm bulalım ve sendikalı olalım dedik. Biz yılbaşı günü erken çıktık ve bunu yılbaşına bağladık ama onlar zaten kararı vermişler. Eve gittiğimde bana bir telefon geldi; “ücretsiz izindesin”.

Bize ödül verir gibi yılbaşında 1.168 liraya mahkûm ettiler. Biz asgari ücretle zor geçinirken biz 1.168 lirayla nasıl geçineceğiz. Bir teneke yağ olmuş 70 lira. Ben bununla aidatlarımı mı, faturalarımı mı ödeyeceğim. Evi mi geçindireceğim, 3 tane çocuğumun harçlığını mı karşılayacağım. Buradan sesleniyorum bütün devlet yetkililerine sesleniyorum; bu yasayı nasıl çıkarttıysanız bunun önüne de siz geçeceksiniz bu yasayı ben çıkarmadım. Buna en kısa zamanda çözüm bulmalarını istiyorum.

Sevim Gömeş: Yaklaşık iki buçuk senedir Migros’ta çalışıyorum. Çok zor şartlar altında çalıştık. Mobbing, tehdit, taciz ve baskı altında çalıştık. Çok zorluk çektik. Biz 2 buçuk sene orda, o suyun altında o bozuk yollarla o bozuk arabalarla bütün emeklerimizi harcadık. Bunları dile getirdiğimiz zamanda “bunlara şükredin bunlardan daha kötü şeyler de var, her halinize şükredin” gibisinden bizi susturmaya çalışıyorlardı. Biz yine çalışmaya devam ettik, yine aynı şekilde yolumuza baktık. Sonradan baktık olmuyor, biz bunlara derdimizi anlatamıyoruz. Bu duruma bir son vermek için böyle bir çözüm bulduk.

Sendikaya üye olduk. Çünkü orada kadın arkadaşlarımız çok baskı görüyordu. Onları hassasiyetlerinden vurmaya çalışıyorlardı. Onların bu ihtiyaçları var bu işe çoluk çocuğuna bakıyor biliyorlar ki mecburiyetten dolayı buradalar. Biliyorlar ki biz bunları söylesek bunlar yapacaklar ne de olsa ihtiyacı var diye susuyorlar. Biz kadın arkadaşlarla bunları durdurabilmek için böyle bir yola girdik, böyle bir mücadele başvurduk. Orada o pisliğin içerisinde çalışırken ölmediysem burada açlıktan ölmeyeceğim. Burada sonuna kadar hem arkadaşlarımın hem kendi hakkımı, hem de özellikle kadın arkadaşlarımın hakkını savunmak için burada gece gündüz direneceğim. Buradan herkese seslenmek istiyorum. Borç altında kalsanız dahi köle olmayın. Kimseye köle olmayın.

ÖG: Migros Depo’da kadın işçiler özelde neler yaşadılar, siz neler düşünüyorsunuz?

Aynur: Yaklaşık 3 senedir burada çalışıyorum. Burada kadınlara karşı hiçbir şekilde sevgi saygı anlayışı yok. Sürekli baskı ve mobbing, tehdit altında çalışıldı. Yani çok zor şartlarda çalıştık, ağır bölümlerde çalışmaya zorlandık. İş güvenliğimiz yoktu. Depomuz su altında olduğunda, paletlerin üzerimize doğru düştüğü oldu. Yani çok iş kazaları atlattık. Burada iş kazası geçirdim, benimle hiç kimse ilgilenmedi. Kendi imkânlarımla gittim hastaneye. Yani insana karşı hiç değer yok burada. Hiç insanların canı yokmuş gibi köle gibi çalıştırıldık. Bir mesaj yoluyla ücretsiz izne çıkarıldık.

DGD-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Neslihan Acar: Migros Depo üzerine biz birçok işyerinde örgütlenme yaparken çeşitli sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Depolarda kadınlar da çalışıyor, aslında depo işçilerinin bu ülkede çalışan kadınların sorunları da talepleri de benzeş, direnme eğilimleri de benzeş. Alanda direnirken de aynı kararlılıkla, aynı dirençle direniyorlar. Migros özelinde de biz burada ne oluyor diye baktığımızda karşımıza ilk elden taciz gündemi çıktı. Migros depoları psikolojik, ekonomik şiddetin yoğun yaşandığı yerler. Mesela her kadın arkadaşımızı dinlediğimizde mutlaka şöyle hikâyelerle karşılaşıyoruz.

Boyuyla, aklıyla, fiziksel görüntüsüyle sürekli aşağılandığı ve bu aşağılanmanın getirisi olarak da 5 saat daha fazla mesaiye bırakıldığı. İşte Sevim şöyle diyor; “Biz mecburduk” aslında mecburiyet kısmını şuradan doğru kuruyor: Bir kadın işyerinde bir işçi değil de ailesinin sıkışmış ekonomisine yardımcı bir eleman olarak şu an iş gücü piyasasına sürülmüş ve belirli bir aralık çalışacak ve buradan çıkacak gibi bakıyor. Ve aile de bunu böyle organize ediyor zaten. Bir ekonomik yardım, destek konumunda olduğu için kadınlar bu durum altında da ayrıca eziliyor. Sen bir yardımcısın, sıkışmış durumda eşine destek atman gerektiğinde içerde susmak zorundasın. Buradaki tacize de ses çıkarmama nedeni de böyle açıklıyor kadın arkadaşımız. Böyle yüzlerce arkadaşımız peyder pey burada işten atıldılar.

Yani sırf tacizi teşhir ettiği için. Ta ki biz kapıya gelip burada isim isim tacizcilerin isimlerini verdik. 6 kişi tespit ettik. 2 tane de kadınlara yoğun sistematik taciz, mobbing uygulayan amirlere söylediğimiz de, bir tane amirin işten atılmasını sağlamış olduk. Artık o çok bariz bir şeydi kadınlara mektup yazıyordu. Bu durum belgelerle açığa çıkarıldığı için çıkarmak zorunda kaldılar, diğerlerini korumaya aldılar.

Hatta daha da kötü kadınların yoğun çalıştığı alanlara verdiler. İçerde mesela kadın arkadaşlar çekiniyor anlatmıyorlar. Mesela tacize boyun eğmeyen ve bunun karşısında duran kadınlar işten atılamıyorsa eğer, regl dönemleri kollanıp işte o günkü hassasiyetleri kollanıp, soğuk hava depolarına sürülüyor. İncecik bir montla saatlerce soğuk hava deposunda çalıştırılıyor.

Kadınların performansı şöyle, normalde erkek işçilerle aynı iş yapıyor, hatta kadınlar çok daha fazla emek harcıyor. Örneğin mağaza kapatma diye bir şey var her bölgenin mağazasını iki tane mağaza alıyorsun onun siparişlerini hazırlıyorsun. Kadınlar burada 5 mağazanın siparişini toplamak için çalıştırılıyor.

Günde 15 saat kesintisiz çalışıyor işçiler, yarım saat yemek molalarıyla. 15-16 saatin getirisi bir erkeğe atıyorum bin lira primse, kadına 200 lira prim ödeniyor. Aynı işi yapıyor aynı saatte yapıyor, aynı ücretle alınsa bile, asgari ücret uygulanıyor içerde asgari ücretle de çalışsa primde kadın işçi düşük ücret alıyor. Burada ilk atılacaklar kadınlar oluyor.

Bu arkadaşlardan birkaçı yönetime çay servisi yapmakta, yine yönetimin tuvaletini temizlemekte. Bunların hepsi kadın arkadaşlar üzerinden yaptırılıyor. Ve bu hizmetin bir karşılığı, ücreti de yok. Eğer yapmaz isen işten atılma tehdidi var. Bu dönemde işten atamıyor. Bir kadın arkadaşımız tacizi reddettiği ve orada ifşa ettiği için amir şöyle diyor; “Ücretiz izinliler bak orada kapıdalar, gidersin orada adımı bağırır bağarır durursun. Bir şey de olmaz, biliyorsun kimse bana dokunmuyor. Migros taciz, mobbing meselesini kapatacak kadar güçlü bir marka. Bu işler daha önce de yapıldı, ama gidecekler biz buradan bir tacizciyi gönderdik. 5’ini de göndereceğiz, onların koltuklarının sallandığını biliyoruz. Elbet gidecekler…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu