GüncelManşet

Ünal, Sefkan ve Yurdal Yoldaşların Açtığı Yoldan İlerleyelim…

Israr ve Kararlığın Adı;

Ünal, Sefkan ve Yurdal Yoldaşların Açtığı Yoldan İlerleyelim…

Sınıf mücadelesinin çok çetin ve uzun erimli bir yol olduğunu, devrimci mücadeleyle tanışan her sınıf bilinçli birey farkındadır. Bu bağlamda karşılaşılacak her türlü zorluklara karşıda iradeli olmak ve devrim mücadelesindeki ısrarı sürdürmek elzemdir.

Gerek Ünal, Sefkan ve Yurdal yoldaşlar olsun gerekse de onlardan önce özgür bir dünya kurmak için düşenlerimiz olsun bu bilinç ve iradeyle öne atıldılar. Çünkü onlar devrimci mücadelenin gelişimi ve ilerlemesinin yegâne yolunun sınıf mücadelesinin her alanında görev ve sorumluluk almaktan geçtiğinin bilinciyle kavgaya katıldılar.

Bugün bizlere düşen görevlerin ise öncellerimizin açtığı bu yolda yürümekte ısrar etmekten başka bir seçeneğimizin olmadığını son süreçte devletin fiili olarak gerçekleşen toplumsal muhalefetlere dönük gerçekleştirdiği katliamlarda görmek mümkün. Keza sınıf bilinçli devrimci proleterler Osmanlı’dan T.C’ye devredilen katliamcı, inkâr ve imhacı geleneğini Ermeni soykırımı, Zilan, Koçgiri, Dersim, Çorum, Maraş, Sivas, Gazi vb gelişmeler karşısındaki tutumunda gördüğümüz gibi bugeçmişte yaşanan katliamlara gitmeye gerek yok. Son 5 yıl içerisinde bile ezilen geniş yığınların mücadelesinde öne çıkmanın çokça gerekçesi mevcut, günümüzde ise; Roboski, Reyhanlı, Gezi’de yitirdiklerimiz, Kobanê Serhıldanında yitirdiklerimize, Amed, Suruç, Cizre’de polis kurşunuyla katledilen Cemile’nin cenazesinin günlerce derin dondurucuda bekletilmesi, Ankara katliamı ve Ortadoğu’da yaşanan haksız savaş sonucu doğduğu büyüdüğü toprakları bırakıp umut yolculuklarında kıyıya vuran Aylan bebeklerin cesetleri bile yaşadığımız kan emici sömürücü düzene karşı mücadele etmek gerektiğini yeterince anlatmaktadır.

Mücadelede öne çıkarak daha fazla görev ve sorumluluk alarak ezilen geniş halk yığınlarının altınçağ mücadelesine duydukları özlemlerini büyütmemiz gerektiğini yaşamları pahasına direnerek düşmanın yıkılmaz sanılan kalelerine yüklenerek halka ve davaya bağlılıklarını kanlarının son damlalarına kadar direnerek göstermiş olan Ünal, Sefkan ve Yurdal yoldaşlarımızın boşalttıkları mevzileri doldurmalıyız. Yoldaşlarımız mücadele bayraklarını devralarak tüm benliğimizle her alanda mücadeleye katılmakla mümkün olacağının işareti oldular. En önemlisi ise yaralı halde esir alınan Özgüç Yalçın yoldaşın düşman karşısındaki tutumudur. Sabaha kadar düşmanın tüm işkencelerine karşı direnmekten yana tercihini kullanan Sefkan yoldaş yüzünün akıyla bu sınavdan çıkmıştır. Demokratik Halk Devrimini büyütmenin ve nihai hedefimize ulaşmanın yegâne yolu Özgüç yoldaşın mezarı başında oğluna ve yoldaşına dair konuşma yapan yoldaşın babasının Özgüç yoldaşın yürüdüğü yola ve onun bıraktığı davaya leke düşürülmeyeceğine dair ifadelerini daha gür ve daha güçlü kılmaktan geçtiğini bilmek bir başına yeterli olmadığının bilinciyle.

Sınıf mücadelesini her alanda büyüterek, sınırsız ve sınıfsız bir dünyaya olan bağlılık ve özlemle sınıf mücadelesi arenasındaki yerlerimizi almaktan devrim mücadelesini yükseltmekten geçtiğinin bilinciyle hareket etmeliyiz.

Gemlikten bir Partizan

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu