Güncel

Bir çok örgütten tutuklamalara tepki

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Merkezi Yürütme Kurulu (MYK), ve bir çok gençlik örgütü Suruç katliamının 8. yılında adalet çağrısı yapan gençlik örgütlerinin işkenceyle gözaltına alınması ve 6 gencin tutuklanmasına ilişkin açıklama yaptı.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP): ’20 Temmuz’u kavga gününe çevirelim”

ESP, şu ifadelere yer verdi: “Suruç Katliamının üzerinden 8 yıl geçti. Her sene yeni deliller eklenmesine rağmen davada bir adım dahi yol alınamadı. Sadece bu sene, bombacı katil Alagöz’ün katliamdan saatler önce Emniyet’in sisteminde iki kez sorgulandığı ortaya çıktı ve IŞİD’li Kasım Güler ‘Saldırıyı devlet yaptı’ itirafında bulundu.

En basit bir hak arama eyleminde dahi gerçekte var olmayan bağlantıları sözde tüm belgeleriyle ‘açığa çıkardığını’ iddia eden yargı, failinin bizzat devlet olduğu onlarca kanıtla ortaya konmuş bu katliamda soruşturmayı hala genişletmiyor ve saldırıdan hala 3 sanığın sorumlu olduğuna inanmamızı istiyor bizden. Yargı bizi sadece oyalamıyor, aynı zamanda saldırıyı kendi araçlarıyla devam da ettiriyor. Suruç yaralıları ve avukatları tutuklanıyor, oturma eylemlerimiz sabote ediliyor. Daha dün, 6 devrimci genç yoldaşımız İstanbul’da bildiri dağıtırken işkenceyle gözaltına alınıp tutuklandı. İstedikleri mezar sessizliği yaratmak ama öfkemizin çığlığıyla, sloganlarımızla sokakları çınlatmaya devam edeceğiz.

“Suruç Katliamının, ezilenlerin seçim zaferi sonrasında Türk-burjuva devletinin Türkiye işçi sınıfı ve Kürt halkına ve devrimci güçlerine karşı başlattığı ve hala devam eden savaşın ilk adımı olduğunu ve aydınlatılması halinde 2015’ten bu yana yaşadığımız her zulmün temelinde yer alan tuğlayı çekeceğini hep söyledik, bir kez daha söylüyoruz.

“Bu yüzden biliyoruz ki, bu katliam sadece hukuki süreçlerle aydınlatılamaz, suçlulara cezasını bu mahkemeler veremez. Yine biliyoruz ki, ‘faşizmi geriletme’ beklentisiyle bu katliamın baş sorumlularından Davutoğlu’nu doğrudan ya da dolaylı olarak müttefik belleyecek bir akıl da adalet arzumuzu doyuramaz. Halkın adaletini ancak halk sağlar.

Bu sebeple devlete değil, emekçi halkımıza sesleniyoruz. Eğer bu adalet arayışına bir damla su olmak istiyorsak, 20 Temmuz 2023 günü yine ölümsüzlerimizin mezar başlarında, anmalarda, yürüyüşlerde buluşalım. Yas tutmaya müsaade dahi etmeyen bu faşist rejime karşı, yas gününü kavga gününe çevirelim. Kahrolsun Faşizm! Yaşasın devrim ve sosyalizm!”

 

Devrimci Gençlik Birliği (DGB):

“Bundan 8 yıl önce barbar IŞİD çetelerinin Suruç’ta gerçekleştirdiği katliama göz yumanlar, bugün de Suruç Katliamının hesabını soranları engellemenin ve sindirmenin derdindedir. Ancak sermaye devletinin çabası nafiledir. Gözaltılarla, tutuklamalarla ve baskılarla gençliğin yükselen mücadelesini engelleyemeyecekler. Suruç katliamını gerçekleştirenleri unutmadık, hesap soracağız! Devrimci mücadeleyi engellemek isteyenlere, Suruç’ta 33 arkadaşımızı katledenlere karşı mücadeleyi yükselteceğiz. Tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın! Yaşasın devrimci dayanışma!”

Gençlik Komiteleri:

Hiçbir hukuki dayanağı olmadan gerçekleşen bu tutuklamanın, siyasi bir talimatın infazı olduğunun altı çizilen açıklamada, tutuklama kararının Suruç’ta katledilen 33 düş yolcusunun yolundan yürüyen “adalet” diye haykıran, bu memleketin geleceği için mücadele eden herkese verilen bir mesaj olduğu belirtildi.

Açıklama şöyle devam etti: “Bu mesaja hakkıyla cevap vereceğiz. Her sene olduğu gibi 8. yılında da binlerce polisle yapılan devasa hazırlığa direnerek sokaklarda olacağız. Bu sefer görüp görebildikleri en güçlü Suruç anmasını organize edeceğiz. Arkadaşlarımızı alana dek hiç susmadan, her gün her yerde onların isimlerini bağıracağız. Böyle bizi korkutacaklarını sanıyorlar, yanılıyorlar. Ölmekten korkmadık, tutuklamadan da korkmayız. Son kişi kalana dek sokaklardayız. Bu memleketin geleceğinden, bu gelecek için bedel ödeyen gençlerinden yana olan herkesi 20’sinde Suruç’u anmaya sokaklara, bugün ve arkadaşlarımız serbest kalana dek her gün onlar için özgürlük mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz”

Kaldıraç:

Yazılı yasalara göre hüküm giyseler dahi hapis yatmayacakları “suçlamalar” nedeniyle devrimci gençlerin tutuklandığını kaydeden Kaldıraç, bunun savaş hukuk olduğunu da ekledi. Kaldıraç, şöyle devam etti: “Seçim müsameresinin yarattığı hava öfkeye dönüşürken ağır ekonomik kriz koşullarıyla karşı karşıya kalan işçi sınıfı ve emekçiler için ‘aman seçimleri bekleyin’ lafı geçersizleşmiştir. İşçi sınıfı ve emekçiler nezdinde sokak tek çıkış yolu olarak günden güne daha da belirginleşmektedir. Gerçek budur.

“Saray Rejimi, sokağa dönen gözlere, yüreği direnişten yana atanlara kendi korkularını bulaştırmak için saldırganlaşmaktadır. Kadıköy sokaklarında onlarca devrimci öğrencinin, Kobanê direnişiyle dayanışmak için yola çıkan 33 yoldaşını katledenlere karşı, ‘unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok’ diyen sesi, saraylarının duvarlarında yankılanmaktadır.Yüzünü direnişe dönen herkesi bu sesi büyütmek için 20 Temmuz’da, Suruç katliamının 8. yıldönümünde her yerde sokakta, eylemde olmaya çağırıyoruz”

Öğrenci kollektifleri

Öğrenci Kolektifleri aralarında üyeleri Ali Taha Sarıbıyık’ın da olduğu Suruç için adalet isteyen 6 devrimcinin tutuklanmasına tepki gösterdi. “Suruç için adalet ne demek hep birlikte hatırlayalım” diyen Öğrenci Kolektifleri, Suruç katliamının devlet, IŞİD ortaklığında gerçekleştiğinin defalarca kanıtlandığını kaydetti.

Öğrenci Kolektiflerinin açıklaması şöyle devam etti: “Tek bir devlet yetkilisi yargılanmazken Suruç yaralıları, yaşamını yitirenlerin aileleri yargılandı. O günden bu yana 33’lerin mücadelesi bütün gençliğin mücadelesi, bütün gençliğin düşü oldu. 8 yıldır kampüs kampüs, sokak sokak ‘Suruç için adalet’ diyen üniversiteliler ‘Suruç için adalet’ derken esasında 10 Ekim için Çorlu için Bartın ve Soma için 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenler için adalet talebini yükseltiyor: sorumlulardan hesap soruyor.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu