GüncelMakaleler

18 Mayıs | KAYPAKKAYA’NIN GÖRÜŞLERİNİ TOPLUMSAL DEĞİŞİMLERE İŞLEMEK

"Kaypakkaya, elindeki MLM feneriyle toplumsal değişimleri inceleyerek, odaklanacağı yeri belirlemekte ve beklemeksizin harekete geçmekte. Bugünde ardıllarının toplumsal değişimin temel momentini yakalayıp, hızlıca analiz edip harekete geçmeye yönelmesi gerekir"

COVİD-19 pandemisinin tüm dünyada ezilenlerin yaşamlarını temelden etkilediği, sosyal alışkanlıklarda zorunlu değişimlerin yaşandığı, sınıf mücadelesinin araç ve gündemlerinde bir dizi farklılaşmanın yine zorunlu olarak karşımıza çıktığı bir zaman aralığında komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 47. yıldönümünü karşılıyoruz.

Sömürü ve zulmün ortadan kalktığı bir dünyanın inşasını en çok isteyen ve bunu yaşamsallaştırmak için en zorlu yolları kararlılıkla adımlayan Kaypakkaya yoldaşı ölümsüzlüğünün 47. yılında saygıyla anıyoruz. Onu anmanın, içinde bulunulan anın görevlerini anlamak ve buna göre konumlanabilmekle eşdeğer olduğunun altını sürekli çiziyoruz. Biliyoruz ki, “Nerede direniş ve mücadele varsa Kaypakkaya orada yaşıyor” sözü yaşamsal karşılığını böylelikle bulacak.

Sınıf savaşımına dair gerçekliğin bütünlüklü analizini yapan ve ezen-ezilen çelişkisi üzerine inşa edilen yaşamın hangi araç ve yöntemlerle nasıl yıkılacağına; eşit, özgür, sınıfsız, sömürüsüz bir yaşamın nasıl yaratılacağına ilişkin çizdiği yol adımlarımızı bekliyor. Şunu belirtmekte fayda var: Kaypakkaya’nın ortaya koyduğu görüşler, zaman ve mekan sınırlamasına takılmayacak kadar evrensel olması itibari ile güncel duruma yansıtılabilir ve pratikleşebilir.

Bu anlamda azımsanmayacak bir süredir Kaypakkaya’nın temel tez ve görüşlerinin içinde bulunduğumuz zaman diliminin ihtiyaçları ve olanakları paralelinde güncellenmesi gerekliliğini vurguluyoruz. Güncellenme meselesini salt Kaypakkaya özgülünde bir tartışmaya indirgemek elbette doğru değil. Yada toplumsal bir hareket olma iddiasına sahip devrimci özne açısından güncellenme meselesinin belirli bir zamana yada duruma sıkıştırılacak bir iş olarak algılanması da doğru değil.

Toplumun temel devrimci dinamiklerini analiz edebilen ve buradan beslenen, toplumsal değişimleri kavrayan ve buna göre konumlanabilen devrimci bir hareket için güncellenme süreklidir. Ancak bulunduğumuz koşullarda devrimci özneler açısından güncellenme gerekliliği henüz keşfedilmemiş bir görev olarak beklemektedir.

 

Hiçbir görüş toplumsallaşmadığı sürece “maddi güce” dönüşemez

Kaypakkaya’nın görüşlerinin açığa çıkmasından bu yana yarım asra yakın bir zaman dilimi geride kaldı. Ve bu zaman diliminde toplum bir dizi değişim ve gelişim gösterdi. Bu eksende Kaypakkaya’nın görüşlerinin bu toplumsal değişimlerle işlenerek ilerlemesi anlamında geçen zaman diliminin gerisinde kaldığımız bir gerçek.

Öyle ki, Kaypakkaya’nın görüşlerinin toplumsallaşması olgusu, geçen zaman dilimi ile birlikte ele alındığında arada bir uçurum oluştuğu daha rahat görülebilmektedir. Kaypakkaya’nın güncellenmesi temelinde yürütülen tartışmalar bu yönüyle bir avantajdır. Burada güncellenmeyi nasıl algıladığımız ve somutladığımız meselesi belirleyici. Bu tartışmalardan vardırılması beklenen mekanik bir sonuç ise eğer, yanlışta ısrar ediyoruz demektir.

Güncellenme temelinde yürüttüğümüz tartışmanın özü, Kaypakkaya’nın tezlerine rengini veren, tezlerini açığa çıkaran felsefik yaklaşımını kavramayı esas olarak kapsamaktadır.

Bu noktada Kaypakkaya’nın politik devrimciliği, araştırma ve inceleme yöntemi ön plana çıkıyor. Kaypakkaya değişimin temel dinamiğini analiz ederek, somut koşulların somut tahlilinden yola çıkarak her sürecin ihtiyacını belirleyen ve bu ihtiyaca dair önüne bir eylem programı, hareket tarzı koyan yaklaşıma sahipti.

Tezlerinin oluşumuna kadar geçen süre kopuşlarla dolu. Kısa sürede, Türk Solu’ndan MDD’ye ve oradan da son tezlerine kadar hızlı sayılabilecek bir yolculuğu var. Bunu sağlayan şey aslında tam da içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal koşullar. Başka bir deyişle Kaypakkaya’da değişimin temel dinamiğini; toplumsal alandaki gelişmeler, işçi sınıfı ve emekçilerin sistemle arasındaki ilişkinin niteliği belirliyor.

Güncel anlamda değişim olgusunun burada düğümlendiğini görmek gerekiyor. Devrimci öznenin etrafında bir dizi şey değişirken; bu değişime odaklanamama, çözümleyememenin bir sonucu olarak adımlarımız birbirini takip edemiyor.

Yapılan şeyler parçalı olmaktan kurtulamadığı için bütüncül bir hareket gelişmiyor. Toplumsal dinamiği oluşturan kanalların mücadelesi birleştirilemiyor.

Bugün dünya COVİD-19 salgını ile baş etmeye çalışıyor. Öyle ki, bütün gündemlerin üstüne salgın perde gibi çekilmiş durumda. Kısacık aralıktan baktığımızda  2019’un sonuna kadar tüm dünyada isyanlar silsilesi olduğunu göreceğiz.

Dünyanın dört bir yanına yayılan isyanları konuşurken, deyim yerinde ise tüm dünya eve çekildi. Şimdi salgının ezilen milyonların hayatında yarattığı tahribata odaklanma, sistemin salgın vesilesi ile yaratmaya çalıştığı bireyselliğin önüne geçme yaklaşımına ihtiyaç var.

Salgının kalıcı olmadığını, insanların hayatlarında yarattığı tahribatın kalıcı olduğunu ve bu tahribatın her geçen gün derinleşeceği günlerin bizleri beklediğini söylüyoruz. Ancak bunu söylemek tek başına yeterli değil. Salgın sonrasında karşılayacağımız yeni döneme hazırlanarak, bütüncül politikalar ekseninde bir hareket tarzı ve program oluşturmadığımızda söylediğimiz doğru şeyler anlam kazanmayacak. Çünkü hiçbir görüş toplumsallaşmadığı sürece “maddi güce” dönüşemez.

Kaypakkaya yoldaşı anarken de, çıkış noktamız bütüncül politikalar ve buna bağlı olarak hareket tarzı oluşturmak olmalıdır.

Kaypakkaya’nın temel yaklaşımı, içinde bulunduğu dönemi,  inceleme ve araştırma, bunu Marksist referansla yorumlama ve hızlı bir şekilde plan, program çıkarıp, harekete geçme üzerine kurulu. Kaypakkaya, elindeki MLM feneriyle toplumsal değişimleri inceleyerek, odaklanacağı yeri belirlemekte ve beklemeksizin harekete geçmekte. Bugünde ardıllarının toplumsal değişimin temel momentini yakalayıp, hızlıca analiz edip harekete geçmeye yönelmesi gerekir.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu