GüncelManşet

Tuzla’da kimyasal sızıntı devlet keyfiyetinden!

Kartal: İstanbul Tuzla’daki Organize Deri Sanayi Bölgesi’nde nitrik asit (kezzap) üretimi yapan bir fabrikada tank delinmesi sonucu meydana gelen sızıntı sonucu büyük bir panik yaşandı. Olayın ardından tartışılan mesele ise “sızıntıya müdahale” oldu. “Nasıl müdahale edilecek?” sorusu herkesin aklındaydı. Çünkü öncesinde yaşanan onca örnekte çıktığı gibi devlet bu tür bir durumlarda nasıl müdahale edeceğini bilmiyor. Buna dair bir çalışması, bir uygulaması yok. Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi bu müdahalenin nasıl olması gerektiği üzerinden bir açıklama yaptı; halkı, devletin nasıl hareket etmesi gerektiğine dair bilgilendirdi.

Sarı dumanlar yükselirken…

Olayın hemen ardından Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Serkan Küçük, asitten etkilenen kişilerin bir an önce en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini belirtti. Tuzla’daki sızıntıya ilişkin ise “Endüstriyel kaza sonrası yaşananlar bizlerin bu tür kazalar sonrası müdahale yöntemine henüz hazır olmadığını gösterdi” diyerek iş güvenliği bir yana halkın genel sağlığını koruma anlamında da ülkenin ne kadar geri olduğunu ifade etti.

Küçük, kazanın hemen ardından ekiplerin yangına müdahale ve tahliye yöntemlerini yanlış bir şekilde gerçekleştiğini ise şöyle ifade etti:“Sızıntıda hemen fabrikalar boşaltıldı. Asit buharı söz konusuysa ve siz insanları dışarı çıkarırsanız, hava solumayı engelleyemeyeceğiniz için riski artırırsınız.” Ayrıca sızıntı sonrası bölgede tahliye başlarken etkisi olmayan “bez maskeler” kullanılarak korunmaya çalışılması devletin acemiliğini göstermiş oldu.

Küçük, tekrar yaşanması olası olan böylesi bir durumda nasıl müdahale edilmesi gerektiğini de şu şekilde açıklandı: “Burada uygulanabilecek iki yöntem vardır. Birincisi bütün havalandırma ve klima sistemlerini kapatarak, hava girişlerini engelleyerek insanları yerinde, kapalı alanlarda korursunuz. İkincisi ise rüzgar yönünün tersi istikametinde tahliye yaparsınız.”

“AKP ile birlikte endüstriyelleşiyoruz, tesis kuruyoruz”

Çevre Mühendisleri Odası eski başkanı Baran Bozoğlu ise ilk müdahale görüntülerinin oldukça ilkel olduğunu belirterek: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı büyük endüstriyel kazalara karşı hazırlanan yönetmeliği geçen sene uygulamaya girmek üzereyken iki yıl erteledi. Bu yönetmeliğe göre kimyasal tesislerde olası bir kaza durumunda AFAD’ın, bir harici eylem planı hazırlaması gerekiyor. Fakat bu yönetmeliği erteledikleri için AFAD ve Türkiye şu anda kimyasal kazalara karşı hazır değil” dedi.

“Türkiye AKP ile birlikte endüstriyelleşiyoruz, tesis kuruyoruz derken bir yandan da çevreye değer verilmediğinin, ne kadar bilgisiz bir süreç yürütüldüğünün göstergesidir” diyen Bozoğlu sözlerini, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yürürlükteki yasalarının amacını gerçekleştirmek için uygun araçları belirlemeyen, belirlenen araçları istisnasız uygulamayan, uygulanmayan kurallara karşı etkin denetim sistemi kuramayan yasal düzenlemenin etkili olması olanaklı değildir. Aksine bu tür yasaların korumak istedikleri amacın tam aksi sonuçların doğmasına yol açtıkları sık görülen bir durumdur.

Soma’da 301 işçinin can vermesinden sonra tüm iddialı sözlere karşın halen günde ortalama üç işçi iş cinayetlerinde ölüyorsa yasanın etkili olduğunu söylemek olanaklı değildir” şeklinde noktaladı.

“Tehlikeli maddeler sorumluluk sigortası”

Ayrıca Tuzla’daki kimyasal sızıntı ile ortaya çıkan bir diğer gerçek ise 2015’in başında sessiz sedasız uygulamaya giren bir yönetmelik. Yönetmelikte bu tür riskli işyerlerine yönelik yeni bir düzenleme çerçevesinde; yanıcı, patlayıcı ve zarar verici maddeleri üreten, taşıyan, depolayan, satan yaklaşık 100 bine yakın işletmeye sigorta yaptırma zorunluluğu getirildi. “Tehlikeli Maddeler Sorumluluk Sigortası”, Tuzla’daki gibi riskli işyerlerinin çevreye ve üçüncü kişilere vereceği hem maddi hem de vefat, sakatlık, sağlık gibi bedeni zararları karşılıyor.

Düzenleme ile işletmelerin faaliyete geçmeden yani, daha ruhsat aşamasında, sigortayı yaptırması ve her yıl da yenilemesi gerekirken 100 bin işletmenin sadece yüzde 10’u sigorta yaptırdı. Başvuruların internet üzerinden keyfiyete de bağlı bir şekilde yapıldığı da göz önüne alınınca durumun ciddiyeti daha da artıyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu