DünyaGüncel

PKP’den Peru’da yaşanan gelişmelere dair açıklama ve çağrı

Peru Komünist Partisi Merkez Komitesi, Nisan 2023 tarihli “Siyası Tutukluların Olmadığı Bir Kurucu Meclise Doğru. Genel Af” başlıklı yazılı olarak bir açıklama gerçekleştirdi.

Açıklama da dünya çapında yaşanan gelişmelere değinilirken, Peru’da yaşanan gelişmelere dair şu bilgilere yer verildi:

“Peru ekonomik, siyasi ve sosyal sisteminde genel bir kriz yaşamaktadır. Ekonomik olarak kapitalist sömürüyü; siyasi olarak burjuva demokrasisinin çatırdadığını, toplumsal olarak ise barbarca ve aşağılayıcı bir yozlaşmayı görüyoruz. Bu, sınıfa ve halka karşı vahşi bir sömürüdür; halkın ihtiyaçlarını metaya dönüştüren, sömürücü, polis ve yozlaşmış bir devletle sonuçlanmıştır. Biz ne öneriyoruz? Bir Kurucu Meclis aracılığıyla halkla birlikte ve halk için bir Anayasa ve ardından genel seçimler. Peru toplumunun demokratikleştirilmesi ihtiyacında ısrar etmeliyiz ki bu da ihlal edilen hakların ve demokratik özgürlüklerin iadesi ve savaş olmayan zamanlarda kontrgerilla silahı olarak kullanılan terörle mücadele mevzuatı ve terörizm guguk kuşunun (yalanı anlamında çn.) kitleleri bastırmak ve süresi dolan iktidarını tam bir çürüme içinde dayatmak için kullanılması da dahil olmak üzere halka zarar veren mevzuatın yürürlükten kaldırılması anlamına gelmektedir. Tek çıkış yolunun sosyalizme doğru devrim olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.

Ayrıca “kitlelerin kendi sınıf çıkarları için seferber edilmesini”, “ellerinden alınan hak ve kazanımları mücadele yoluyla geri almak; haklarını savunmak üzere iktidara katılmak için mücadele etmek ve esas olarak baskı ve sömürünün olmadığı yeni bir dünya yaratmak” için geliştirmeyi tanımlamıştır.

Doğruluğun ölçütü olan pratik, bu yaklaşımların haklılığını ve doğruluğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Krizin bu denli derinleşmesinden sorumlu olanlar, 30 yıllık neoliberalizmin nimetlerini kimin elinde tutacağı kavgasını veren güç gruplarıdır. Bu ciddi krizle yüzleşenler ise reddettiklerini ifade eden ve değişim talep eden kitlelerdir. Peru aşırı sağının, ekonomik ve siyasi çıkarları için kontrolü kaybetmeleri halinde kendi seçimlerini bile tanımak istemedikleri halk tarafından açıkça görülmüştür.”

‘Ülkedeki devrimci durum’

Ülkedeki devrimci durum için daha iyi koşullar yaratan halk mücadelesinin iki önemli anı olduğuna işaret eden açıklamada, “Birincisi, halkın Castillo’ya oy vermesi. Bu, Fujimori’den bu yana altı cumhurbaşkanının hapiste olduğu, öldüğü ya da rüşvetçi hırsızlar olarak yargılandığı ülkenin yaşadığı ciddi genel krizin reddedildiği bir oylamaydı. İkinci olarak, oylarına saygı gösterilmediği için reddettiklerini ifade ettiklerinde, daha ileri ve kitlesel mücadele biçimleriyle hareket ettiler. Ve bu süreç boyunca yeni bir Anayasa talep ettiler, çünkü önerilerinin, taleplerinin ve ihtiyaçlarının duyulmasını istiyorlardı. Bu neden kötü olsun ki?” denildi.

‘Boluarte hükümeti ne yaptı?’

Bu durumda, Silahlı Kuvvetler tarafından korunan ‘Dina Boluarte hükümeti ne yaptı?’ sorusu ile devam eden açılmada, “Olağanüstü hal ilan etti ve kendilerini engellemek ve savunmak için sadece sesleri, yumrukları ve taşları olan protestocuları öldürmeleri için orduyu ve özel polisi gönderdi. Elbette bunun için öldürülemezler, ancak sürdürülen sefil bir soykırım da eksik olmadı: “Suçlar sonucu ölümler varsa, o zaman o ölüler pekala ölüdür”; yozlaşmış medya ise “vandallar”, “kışkırtıcılar”, “teröristler” tanımlamalarını piyasaya sürdü ve cinayetler cezasız bırakılmak istendi. Bu büyük gericileşme Peru Devletinin çürümekte olduğunu göstermektedir.
Ancak “terörist” suçlaması, 70 halk evladını öldüren, binlercesini yaralayan, liderleri ve sosyal savaşçıları tutuklayan ve işkence eden, sokağa çıkma yasağı, polis tarafından gerçekleştirilen soygunlar, savunmasız kadınlara bebekleriyle birlikte saldırılar, ölümüne dayak ve ırkçılığın ve halk nefretinin barbarca eylemleriyle kitleleri terörize etmeye çalışan Boluarte, bakanlar, kongre üyeleri, gazeteciler, polisler ve askerlere karşı tersine çevrildi. Yürüyüşlerin arkasında “Sendero’nun ülkenin her yerinde olduğu” şeklindeki nakaratı sadece yanlış değil, aynı zamanda kimse buna inanmıyor.

Dahası, hepimiz biliyoruz ki terörizm suçlaması, eski siyasi mahkumların ve ailelerinin suçlanması ve gözaltına alınması, kendilerini ifade etmelerini, toplantı yapmalarını, eylemlere katılmalarını, siyasi olarak örgütlenmelerini ve hatta çalışma hakkına sahip olmalarını engellemeye yönelik bir kampanyadır. Toplumsal protestoları bastırmak için yasadışı terörle mücadele yasalarını uyguluyorlar, eylemleri koordine ettikleri, halktan dayanışma desteği topladıkları, protestoları sosyal ağlarda yaydıkları ve Kurucu Meclis çağrısında bulundukları için sosyal aktivistleri hapse atıyorlar” ifadeleri kaydedildi.

‘Başkan Gonzalo’nun 2021’de hapishanede öldürülmesi’

Başkan Gonzalo’nun hapishanede öldürülmesine dikkat çeken açıklama, “Savaşın olmadığı zamanlarda da devam eden bu adaletsiz karşı devrimci eylemin en büyük kanıtının Başkanımız Gonzalo Abimael Guzmán’ın 2021’de hapishanede öldürülmesi ve ardından işlenen suçun izini bırakmamak için cesedinin yakılması, küllerinin ortadan kaldırılması ve cezasızlığın tamamlanmak istenmesidir. Ancak Gonzalo halkın mücadelesinde yaşıyor, onu asla yok edemeyecekler, tarihsel figürü zamanla büyüyor ve proletaryanın büyük kalbinde zarar görmüyor” ifadeleri ile devam etti.

‘Siyasi ve baskıcı olmayan bir çözüm talep ediyoruz’

Mevcut mücadelenin siyasi bir mücadele olduğuna ve Peru halkının ilk kez kitlesel olarak siyasi iktidara katılma hakkını talep ettiğine işaret eden açıklamada, “Bu nedenle, halkla birlikte ve halk için bir Kurucu Meclis talebi yoluna girmiştir ve bugün bunun bir plebisit düşüncesiyle gerçekleştirilmesini gerektirmektedir. Sömürücü ve baskıcı egemen sınıflar halkın gücünden korkmakta ve gözden düşmüş Kongre aracılığıyla referandumu engellemektedirler. Ancak ulusal ve uluslararası alanda giderek yalnızlaşıyorlar.

Halkın bu siyasi mücadelesi karşısında, siyasi bir çözüm talep etmek yerinde olacaktır. Dün devrimi kriminalize ettikleri gibi, şimdi de halk mücadelesini terörizmle suçlayarak ve uyuşturucu kaçakçılığıyla finanse edildiğini iddia ederek kriminalize etmelerini kınıyoruz. Dün de aynı şablonu kullanıyorlardı. Halk mücadelesinin kriminalize edilmesini reddediyor ve siyasi ve baskıcı olmayan bir çözüm talep ediyoruz”  denildi.

Siyasi tutsaklara özgürlük

Siyasi tutsakların serbest bırakılması yönünde çağrıların kaydedildiği ve bu durumun toplumsal bir sorun olduğunun altının çizildiği açıklamda, tutsaklara ve koşullarına ilişkin şu ifadeler yer aldı:

“Peki, 40 yıl önceki Halk Savaşında ya da son yıllardaki ve günlerdeki siyasi mücadelede olduğu gibi siyasi tutukluları tutsak eden bir halk Kurucu Meclisi olabilir mi? Kesinlikle hayır. Peru toplumunun demokratikleşmesinin bir parçası olarak, kadınlar ve yaşlılar da dahil olmak üzere siyasi mahkumların varlığı -30 yıldır tutuklularsa daha da fazlası- sona ermelidir.

Baskıcı Devlete karşı isyan eden ya da neoliberalizmi sorgulayan dünün ve bugünün siyasi mahkumlarının özgürlüğü adil ve gerekli bir halk bayrağıdır. Ve bu özgürlük, Cenevre Sözleşmelerinde belirtildiği üzere, bir iç silahlı çatışmanın sona erdirilmesinin ardından genel bir affı, gerici Devletin her zaman reddettiği ve mevcut Kongrenin açıkça vermeyeceği, ancak bilinçli halkın, -sizin-, olmasını sağlaması gereken bir affı gerektirmektedir.

Hapishanelerde 80’lerin Halk Savaşının komünistleri ve devrimcileri, MRTA’nın siyasi tutsakları, neoliberalizmi sorguladıkları ve yeni bir Anayasa talep ettikleri için tutuklanan ve yargılananlar, ayrıca Peru Devletinin bugüne kadar halk kesimlerine karşı ayrım gözetmeksizin uyguladığı sayısız zulüm vakası, savunma hakları gasp edilenler ve siyasi terörizm suçlamaları bulunmaktadır.

Partimiz Elena Yparraguirre’nin, yoldaşımız Míriam’ın ve yarısı mutlak tecrit altında olmak üzere 30 yıldan fazla bir süredir hapiste tutulan 75 yaşındaki komünist örneğinin özgürlüğünü talep etmektedir. Bu sömürücü ve baskıcı Devlete karşı isyan suçunun cezasını fazlasıyla çekmiş olan komünistlerin ve Halk Savaşı savaşçılarının özgürlüğünü talep ediyoruz; hatta bunlardan ikisi 35 yıldır hapiste ve serbest bırakılmalarına izin veriliyor. Bizler 30 yıldır hapiste olan MRTA yoldaşlarının özgürlüğünü talep ediyoruz. Perseo, Olimpo ve Apolo davalarındaki yoldaşların, terörizm suçlamasını reddeden 607 kişinin, mevcut toplumsal protestolarda gözaltına alınan ve zulme uğrayan savaşçıların özgürlüğünü ve zulmün durdurulmasını, ayrıca önder solculara, sendikacılara ve anti-kapitalist savaşçılara yönelik zulmün durdurulmasını talep ediyoruz.”

Açıklama; “Kahraman savaşçı halkımız mücadele içinde eğitiliyor ve Halk Savaşında olduğu gibi kanın devrimi boğmadığını, aksine suladığını öğreniyor. Onların gür sesi ve güçlü yürüyüşü gericiliği titretiyor. İşçilerin, köylülerin ve tüm emekçi halkın birliği temel bir öneme sahiptir ve laiklik, hegemonyacılık ve savaş ağalığı ifadelerinin üstesinden gelerek, sahte demokratik bir Cumhuriyetin 200 yılı aşkın bir süredir inkar edilen veya sorgulanan hak ve özgürlükleri destekleyen bir Kurucu Meclisi şekillendiren bir selde bir araya gelmelidir. Ancak birlik, yalnızca güçlü ideolojisiyle proletarya tarafından verilebilecek doğru bir liderlik gerektirir.

Gonzalo Düşüncesini benimseyen, savunan ve uygulayan Perulu komünistler bu sorumluluğu üstleniyor ve halkı Peru toplumunun topyekûn dönüşümü için kendi yollarını inşa etmeye çağırıyoruz.” İfadeleriyle bitirildi.

Açıklamanın tamamını okumak için: https://www.tkpml.com/pkp-mk-siyasi-tutuklularin-olmadigi-bir-kurucu-meclise-dogru-genel-af/?swcfpc=1

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu