GüncelManşet

“Babama verilen disiplin cezalarının tutarlı yanı yok”

İstanbul: 16 yıllık tutsaklığının ardından normal şartlarda geçtiğimiz yıl Aralık ayında tahliye edilmesi gereken TKP/ML dava tutsağı Nihat Konak’ın infazı yakılmış ve tahliyesi 3,5 yıl ertelenmişti. Bu konu ile ilgili başlatılan çalışmalarla Konak’a yönelik bu haksızlığa karşı çıkılıyor. Konu ile ilgili Konak’ın oğlu Baran Konak ile görüştük.

– Nihat Konak’ın infazının yakılmasının gerekçeleriyle başlayalım. Konak’ın tahliyesi neden 3 yıl ertelendi?

Baran Konak: Normal şartlarda tutsaklar aldıkları cezanın dörtte üçünü yatıyor. Üç tane disiplin (hücre) cezası alınması durumunda ise infaz yanıyor ve tutsaklar verilen cezanın tamamını yatmak zorunda kalıyorlar. Babamın da üç disiplin cezası vardı. Bu üç cezanın dışında da babama birçok kere disiplin cezası verildi, fakat AİHM yoluyla babam bu cezaları alsa da siciline işlemesini engelledik. Bu üç cezadan birisi İran’daki Kürt tutsaklarla dayanışma amaçlı başlatılan açlık grevi, diğeri keyfi arama dayatmasına karşı slogan atması ve bu sloganın içeriğinin “tehditkar” bulunması, bir diğeri de hücrede “çekpas sapı” ile kaloriferin yanlarında duvara delik açma girişimi.

– Disiplin cezalarındaki hukuksuzlukları açabilir misin?

– Babam İran’daki Kürt tutsaklarla dayanışma amaçlı başlatılan açlık grevine verilen disiplin cezasına itiraz ediyor. Hapishane yönetimi de bu itiraz dilekçesinin “hakaret ve tehdit içerikli” olduğu kanatine varıyor. Halbuki hapishane yönetiminin dilekçe içeriğiyle ilgili yargıda bulunma gibi ne bir hakkı ne de bir yetkisi var. Bunu belirleyecek olan hapishane yönetimi değil.

Daha sonra babam bununla ilgili de bir itiraz dilekçesi yolluyor. Babam gibi itiraz dilekçesi yollayan başka tutsaklar da var. Kapalı zarf şeklinde yollayan tutsakların dilekçeleri mahkemeye ulaşıyor fakat birkaç kişi ile babamın dilekçesi mahkemeye iletilmesi için doğrudan yönetime verildiği için ulaşmıyor. Bunun üzerine hapishane yönetimi dilekçenin kaybolduğunu söylüyor. Dilekçe “kaybolduğu” için de babamlar cezaya itiraz etmemiş gibi oluyor. İşin komik tarafı, dilekçeyi kapalı zarfla doğrudan mahkemeye yollayan tutsakların itirazları kabul ediliyor ve disiplin cezaları iptal ediliyor. Babama verilen diğer iki disiplin cezasının da hiçbir tutarlı tarafı yok. Fakat en açık şekilde hukuksuzluğun görüldüğü örnek bu.

– Baban 16 yıldır içeride. Bu süreçte aile olarak düzenli olarak görüşe gidiyordunuz. Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishane de tecrit-tretman uygulamalarıyla meşhur bir yer. Buradaki koşullarla ilgili ne gibi gözlemlerin var?

– Babam Tekirdağ’a Sincan F Tipi’nden geldi. Tekirdağ’da çok ayrı bir baskı söz konusu. Mektup yasağından tutalım da, tutsakların telefonla arama hakkının keyfi bir şekilde sonlandırılması, hücrelerde sürekli keyfi aramaların yapılması, bunun üzerine direnen tutsaklara karşı hukuksuzca hücre cezaları verilmesine kadar… Buna karşı tutsakların da ciddi bir direnci var. Mesela en son Radikal gazetesine yansıyan bir örnek var. TKP/ML dava tutsaklarına keyfi arama dayatması yapılmak isteniyor. Buna karşı direnen tutsaklara onlarca gardiyan çullanıyor.

Hatta gardiyanlardan birisi tutsağa “öldürürüm lan seni” diyor. İşin ironik tarafı, bu video görüntülerini gardiyanlar tutsaklar tarafından tehdit edildikleri gerekçesiyle mahkemeye götürüyor, tehdit edenin kendileri oldukları çok belli olduğu için gardiyanlara kötü muameleden dava açılıyor.

– PŞTA ve ailesi olarak Konak’la ilgili bir kampanya başlattınız. Bu kampanya kapsamında neler yapıyorsunuz, planlarınız ve hedefiniz ne?

– Aralık’ta babamın infazı yandıktan sonra, İsmail Saymaz’ın Radikal’de yaptığı haberle birlikte sosyal medyada bir kampanya başlatmıştık. Facebook sayfası açtık ve internetten imza kampanyası başlattık. Çalışmalar belli bir ivme kazanmıştı, sonrasında kısa bir süreliğine duruldu. Sonra PŞTA’nın da devreye girmesiyle birlikte kampanyayı daha fazla yayabildik. Ankara’da, İzmir’de, Rize’de, Gazi, Sarıgazi, Gülsuyu, Kartal gibi semtlerde ve Taksim, Kadıköy, Bakırköy meydanlarında ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde imza stantları açılıyor.

Bunun yanı sıra, 12 Eylül’de adliyenin önünde bir basın açıklaması yapıldı. Önümüzdeki Çarşamba (17 Eylül) Galatasaray Lisesi’nin önünde oturma eylemi yapılacak. Birçok gazete babamla ilgili haber yaptı ve televizyon kanallarıyla da görüşüyoruz. HDP İstanbul milletvekili Levent Tüzel’in katıldığı bir basın toplantısı oldu. Çeşitli milletvekilleriyle görüşüyoruz. İmzaları meclise götürmeyi, mecliste bir basın toplantısı yapmayı ve milletvekilleri aracılığıyla soru önergesi verilmesini, Meclis İnsan Hakları Komisyonu ile bir çalışma yapmayı planlıyoruz. İşin sokak noktasında iyi bir ivme kazandık ve meclis, bakanlık, milletvekilleri ile meseleyi görüşme gibi amaçlarımız var. Babam yaklaşık 10 aydır keyfi bir şekilde hapishanede. Hedefimiz çok net olarak, babamın bir an önce serbest bırakılması.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu