Yazılı bir açıklama yapan Avrupa Demokratik Güç Birliği, “9 ayı aşan ambargo sürecinde tüm yardımlar durdurulmuş durumda. Yardım kuruluşlarına izin verilmemekte. En temel ihtiyaç malzemelerinin bu ambargo ile kampa ulaşmasını engelleyen TC, saldırılarına devam ederek burada bir katliama neden olmak istemektedir” dedi.
“Türk devleti insansız hava araçları ile 7 Temmuz 2019’dan bu yana ambargo uygulanan Maxmur Mülteci Kampı’na yönelik saldırıda bulundu. Kampın bahçelerinin bulunduğu alanları bombalayarak Eyşö Ehmed Ferhan, Ezime Akdoğan ve Hawa Akdoğan isimli üç kadın mültecinin ölümüne sebep oldu” denilen açıklama Türk devletinin Cumhurbaşkanı başta olmak üzere birçok yetkilisinin her fırsatta Maxmur Mülteci Kampını hedefe koyacak açıklamalarda bulunduğu belirtildi.
Türk Cumhurbaşkanı’nın “Maxmur çok önemli, orayı da vurabiliriz. Çünkü bölücü vatan hainlerinin merkezi” sözlerinin de hatırlatıldığı açıklamaya şöyle devam edildi:
“Erdoğan bu sözleri ile kampa yönelik ambargo ve saldırılar sürmeye devam etmektedir. Oysa Maxmur BM’nin denetiminde 12 bin sivilin yaşadığı bir yerdir.
Başta BM olmak üzere uluslararası kurumların sessizliği bu katliama onay vermektedir. BM denetimindeki Maxmur’a yapılan saldırı karşısındaki uluslararası kurumların sessizliğini kınıyoruz ve acilen tedbir almaya çağırıyoruz” denildi.
Açıklamanın devamında, “Ambargodan kaynaklı zor günler geçiren kamp, yaşanan salgından dolayı da bir tehdit altındayken yapılan saldırı tam da TC’nin niteliğine uygun bir durumu işaret etmiştir. Gıda, temizlik ve ilaç stoklarının tükenme aşamasına geldiği kampta, yaşam koşulları giderek ağırlaşmaktadır. 9 ayı aşan ambargo sürecinde tüm yardımlar durdurulmuş durumda.
Yardım kuruluşlarına izin verilmemekte. En temel ihtiyaç malzemelerinin bu ambargo ile kampa ulaşmasını engelleyen TC, saldırılarına devam ederek burada bir katliama neden olmak istemektedir. Mülteci kampında bulunanların yaşam hakkı yok sayılmaktadır” denildi.
Devamında Avrupa Demokratik Güç Birliği olarak; Türk devletinin askeri saldırılarını bir kez daha kınadıklarını belirtilerek, “Kürtlerin yaşam hakkına son raddesine kadar saldırmayı kendisine hak gören bu faşist anlayışa karşı, devrimci-demokrat ve yurtsever güçler olarak sessiz kalmayacağımızı belirtirken, halklarımızın ve demokratik kamuoyunun da bu saldırılara karşı sesini yükseltmesini istiyoruz” denildi.
