GüncelMakaleler

Tutsak Partizan – Silivri  | Hapishaneden 6 Şubat depremine uyanmak

"6 Şubat sabahına uyandığımızda o güne uyanmamayı yeğlerdim."

6 Şubat sabahına uyandığımızda o güne uyanmamayı yeğlerdim.

10 ilde acılara şahit olmak, tanıklık etmek, feryat ve figanları duyup da bir şeyler yapamamanın naçar hali, insanı daha çok yıpratıyor.

Sanki o bölgeler, o iller daha önce hiç yeterince acı yaşamamış gibi daha derin bir acının içerisine itilmesi elbette “doğal afet” olarak adlandırılan bir doğa olayıdır ama gönderilmek istenen araç ve gereçlerin o illere zamanında gidememesinin sorumlularının bölge halkına-ezilen yoksul insanların katline sebep olduklarının farkında mıdır iktidar-hükümet-devlet? Bu yüzden devrimcilerin kullandığı “halk düşmanı” teorisi boşuna olmadığı gibi, onun tipik kendi menfaatlerini pekiştiren burjuva siyasetinin de açığa çıkıp ifşa etmesini sağlamaktadır bu deyim. Ezilen yoksul halka halen doğru bilgi verilmemektedir. Gerçek saklanmaktadır. Gerçekler acı olduğu kadar devrimcidir de. Bunun için insanların uyanmasını istemiyorlar. “Bugün siyaset günü değil dayanışma günüdür” diyenlere bir çift söz söylemek gerekir. Ve bugün bu elzemdir. Sizler 20 yıldır kirli politikalar, kirli siyaset dışında halkı kutuplaştırmanın dışında nasıl bir vizyon izlediniz ki bugün siyaset değil de ne konuşulacak? İktidar yardakçısı olan müteahhitler ceplerini, kasalarını, cüzdanlarını paralarla doldururken, halka; elinde imkanların kısıtlı olmasının yanısıra dişinden tırnağından biriktirdiği, sofrasından-çocuklarından kıstığı paralar ile bir ev sahibi olmanın bahtına erişmenin vereceği mutluluğu onlara bir “kefen” “mezar” yeri olacağının bilincinde olmadan kendilerini “ölüme”, müteahhitleri “servete” kavuşturmaktadırlar. Tarım arazilerinin üzerine kurulan “rezidanslar” orada sağ-salim kurtulamayan insanların milyonlarca paralar ödeyerek almış oldukları “Cennet Konakları” yerle bir olmuş vaziyetteydi. Bu küçük, kapalı mekanlarda bizlerin önüne sunulan haberlerin dışında bir de kendi akıl-mantık yürütmelerimiz ile doğru bir sonuca ulaşabiliyoruz. İnsan olabilme duygusu ile empati-duygusal zekamızın tüm boyutlarımızı, algılarımızı halkımızla bir kalmaya, onları anlamaya ve bir nebze de olsa denizde, okyanusta bir damla olmaya çalışıyoruz.

Dolu dolu gözlerle TV ekranlarına bakmayı hem de 22 insanın burada aynı ortak duyguda buluştuğu ve insan olmanın, vicdan-merhamet duygusunun bu kadar iki boyutta olmasının halkın yoksulluğu, çaresizliği, ezilmişliğini anladığımız için bugün devrimci olmayı seçtiğimizi şimdi daha iyi anlıyorum. Bütün amaç ve gaye, bu ezilen halkın bezirganlar sınıfın sahte yaşam, sahte cennet vaatlerine kaptırmamak olduğunu bir kez daha kendi rüştünü ispatlamıştır devrimci teori. Herkes kendi propagandasının faaliyetine düşmüş. AKP’si de CHP’si de. Ve elbette diğer siyasi partiler de.

Ezilenlerin-yoksulların yardımını örgütleyecek onlara gönderilecek olan tüm gerekli teçhizat ve malzemenin temini için canhıraş bir biçimde çalışmalar yapması, koşturması tabiidir. Olması gerekendir. Dayanışma kültürünü en iyi sergileyen devrimcilerdir.

Hem de koşullarımız ne olursa olsun onlarla maddi-manevi bir ortaklığı, birlikteliği yakalarız. Kendimizi halktan üstün görmeyiz çünkü biz halkız ve yoksul halkın çocuklarıyız. Birbirimizin dilinden, sözünden neyi ne kadar incelikli ve naif düşündüğünü öngörürüz. Duygudan, candan, kalpten bağlıyız biz halkımıza. Evet bugün esaret koşullarında olabilirim(iz) ama hiçbir zaman düş dünyamız halktan-ezilenlerden kopuk olmadı, olmayacak. Maraş, Antep, Adıyaman, Kilis, Hatay, Osmaniye, Amed, Malatya, Adana ve Urfa halkımızın başı sağolsun ve yaralılara geçmiş olsun diyoruz.

Bu felaket bir kez daha 20 yıllık AKP-MHP  faşist iktidar bloğunun ülkeyi yönetememesindeki başarısızlığı bir kez daha göstermiş ve karşımıza çıkarmıştır. Tüm imkanlar elinde olmasına rağmen yöntemsizlik ve yönetememezliğin, beceriksizliğin adıdır AKP iktidarı.

‘Gün siyaset yapma günü değildir diyenlere, bugün tam da siyaset yapma günüdür. Tam da AKP’nin 20 yıldır yaptığı halk düşmanlığını orta yere sermenin vaktidir. İnsanların acı çığlığını, feryatlarını duymanın tam zamanıdı

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu