Güncel

EFRÎN | Çete çatışmalarından sızan gerçek: Gizli zindanlarda tutulan Efrînli kadınlar

“Zeytin dalı” ismi verilerek işgal edilen Efrîn’de ortaya çıkan bir videoda çeteler tarafından kaçırılan kadınların bedenleri teşhir edildi. Bunun üzerine Suriye ve Rojava’dan kadınlar, Efrînli kadınların sesi ve öfkesi oldu. Kadınlar işgalin son bulması ve kadınların evlerine dönebilmesi için bağımsız kurumları harekete geçmeye çağırıyor.

20 Ocak 2018’de TC devleti “Zeytin Dalı” ismini verdiği operasyonla, Rojava’nınEfrîn bölgesini işgale girişmiş; devamında birtakım asker gücü ile işgalde kullanışlı aygıtlar olarak kullandığı çeteleri bölge halkının başına bela etmişti.

Suriye ve Rojava halklarının kanını döken bu çeteleri de, o dönem bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin gerçek sahipleri” diyerek sahiplenmiş, rakipleri ile yaptığı bir atışmada bu çeteler için “sen sıcak yatağında yatarken, o ÖSO’lar benim Mehmedim’le beraber, senin o kol kanat gerdiğin teröristleri yok ediyorlar” ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan ve TC devleti, daha en başından itibaren Kürt ulusal özgürlük hareketinin bu bölgede yarattığı eşitlikçi ve özgürlükçü dönüşüme diş bilmeye başlamış; hem Rojava devrimini boğabilmek hem de bu meseledeki “hassasiyetini” bahane ederek işgal ettiği toprakları genişletmek için her türlü barbar ve acımasız yolları denemişti.

Çok uzak değil, son yıllara şöyle bir göz atıldığında bu görülecektir.

Barışın simgesi olarak görülen “zeytin dalı”nın ismini ve fikrini kirleterek kanlı ve kirli bir işgale girişen devletin ve Erdoğan’ın kefil olduğu bu çete artıkları ile bölgede yapmaya çalıştığı malum.

Bölgede demografik değişim yaratmak adına bölge halkını faşist baskılarla teslim almak, yıldırmak ve bölgeden kaçırmak; tarihi alanları talan ederek üst yapıyı bozuma uğratmak ve sonuç olarak bölgeyi hem ekonomik hem de kültürel olarak sorunsuz bir şekilde işgal süresini uzatmaya çalışıyor.

Kürt çocukları zorla Libya’ya asker olarak gönderiliyor

Kefil olunan bu çetelerin son dönemde özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinden baskı oluşturmaya çalıştığı görülüyor.

Sokak infazlarının, keyfi tutuklamaların yaygınlaştığı, baskının gündelik hale geldiği Efrîn’deçouklar ailelerinden zorla kopartılarak çetelere katılıyor ve Kürt halkının çocukları yine zorunlu olarak Libya’daki savaşta ölüme yollanıyor.

Kadınların kaçırılarak ve tutuklanarak çeteler eliyle işkenceye maruz bırakıldığı bilinen bir durumsa da geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan bir görüntü, bu durumun artık inkar edilemez bir noktaya getirdi.

2 yıldır kayıp kadınlar videoda görüldü

Doğu Guta’danEfrîn’egetirilen çete artıkları ile işgalden beri burada olan çetelerin araların çıkar dalaşları olduğu, yer yer çatışmalar çıktığı ve durumun gergin olduğu biliniyordu.

Özellikle El Hamzat, Ehrar El Şam ve Ceyş El İslam çeteleri arasındaki çatışmalar son derece ciddi.

Bu çatışmalı durumun ardından El Hamzat çetelerine bağlı gizli zindanlarda tutulan kadınlar, başka bir zindana sevk edilirken; kadınların bedenlerinin teşhir edildiği ve işkence gördükleri görüntüler ortaya çıktı. Bu görüntülerdeki kadınların bir kısmının yakınları, kadınların kiminin 2 yıl önce kimininse yakın zamanda kaçırılan kadınlar olduğunu tespit etti.

Kadınlar ve bölge halkları öfkeli

Bunun üzerine Rojava ve Suriye’de bulunan Ezidi, Kürt, Arap ve çeşitli milliyetlerden kadınlar onlarca eylem yaparak kadınlara yapılan işkenceyi protesto etti, uluslararası kurumların bu işgale ve işgal sonrasında yaşananlara dönük sessizliğini kınadı.

Kadınlar öfkeli, bölgede çeşitli milliyetlerden halklar öfkeli. Çünkü bu görüntü Efrîn’de işlenen gizli kalmış suçların sadece bir kısmını gösteriyor ve bölgede TC devletinin beslemesi çeteler eliyle belgelenemeyen birçok suç işleniyor.

“Devletin ve çetelerin uygulamaları DAİŞ’in devamı”

Kadınlar çok net. “Türk devleti ve çetelerinin uygulamaları DAİŞ pratiğinden farklı değildir” diyorlar ve öylesine haklılar ki…

Çünkü bu görüntülerde tespit edilen kadınlar dışında ne kadar kadının TC devletinin denetimindeki bu gizli zindanlarda tutulduğunu bilinmiyor ama kadına dönük bu düşmanlığın bu seviyesinin, tecavüzcü-katil ordusu DAİŞ’tendevralınıldığı muhakkak.

Oysa Rojava’nın önemli kentlerinden biri olan Efrîn, işgal öncesi Suriye’deki en güvenilir yer olarak bilinirdi ve özellikle kadınlar tarafından kadınlar için güvenlikli bir alan haline getirilmeye çalışılıyordu.Efrîn’de işgalle değiştirilmeye çalışılan bir gerçeklik de budur.

Çetelerden “Kadınların onurunu koruyoruz” videosu!

Bu görüntüler hem bölge halklarının hem de uluslararası kamuoyunun tepkisini çekince, çeteler, TC devletinin Ali Cengiz oyunlarından birine başvurdular.

Sosyal medyada kurgu olduğu açıkça anlaşılabilen bir görüntü paylaşan çeteler, önceki görüntüde yaşananların hesabını sorduklarını iddia ettiler!

Videoda Cemil Rizik Ebu Said adlı çetebaşı, yüzü kapalı ve ayakları bağlı bir erkeğe işkence yapıyor ve “Kadınların onurunu koruyoruz. Kadınlara baskı yapanlardan hesap soruyoruz” diyor.Görüntülerin sonunda ise çetebaşı çekimi durdurması için kameramana işaret yapıyor.

Kurguyu bile yapamadıkları bu görüntünün inandırıcılıktan uzak olması o kadar küçük bir ayrıntı ki… Çünkü koca bir gerçek var; kadınlar hala serbest değiller ve El Hamzat çetelerinin elinde, zindandalar!

Hem de bu görüntülerin açığa çıkmasının ardından Türk devletine bağlı ‘askeri polis’ tarafından, çetelerin sorgulanıp kadınların başka bir yere sevk edilip; sonrasında yeniden El Hamzat çetelerine teslim edilmesinden kaynaklı…

“Bunların sorumlusu Türkiye kara bir tarihe sahip”

Kadınlara dönük bu saldırıların anlamı açıktır: “Efrîn, Demokratik Özerk Yönetim’in bir tecrübe alanıydı ve bu kapsamda her alanda yerini aldı. Bundan dolayı işgalci Türk devleti ve çeteleri Kürt kazanımlarını yok etmek için uğraşıyor. Efrînli kadınlara dönük en son yapılanlar sadece Efrînli kadınları hedef almıyor, tüm kadınları hedef alıyor.” (Kongreya Star Koordinasyon Üyesi HêvîSilêman, 2 Haziran, Hawar News)

Kadınlar özellikle şuna vurgu yapıyorlar: “Şimdiye kadar görüntüleri ortaya çıkan kadınlar olmak üzere zindanlarda tutulan hiçbir kadın serbest bırakılmadı. Çetelerin bu yaptıkları insanlık ilkelerine aykırıdır; insanlık devrimine öncülük eden Kürt kadınlara ihanettir. Kürt kadınların özgür iradesine ve insanlık değerlerine saldırıdır. Tüm bunların sorumlusu olan Türkiye, bu konuda kara bir tarihe sahiptir.” (Minbic Aydınlar Birliği Eşbaşkanı Fatma El Hamid, 1 Haziran, ANF)

Ve kadınların talepleri var!

Savaş ve işgale ilişkin uluslararası kanunları hatırlatan kadınlar, Efrînli kadınlar adına taleplerini şöyle sıraladı:

“*Efrîn’de 2 yılı aşkın süredir devam eden hak ihlallerinin durdurulması için hiç vakit kaybetmeden harekete geçilmelidir. Ayrıca Türk devleti ve ona bağlı çete gruplarına ait zindanlarda tutulan Efrînli kadınların akıbeti öğrenilmeli ve bir an önce özgür bırakılmalıdırlar.

*Efrîn’de talan, kaçırma ve işkence gibi suçları işleyenlerin yargılanması için uluslararası bir komite kurulmalıdır.

*Tarafsız, güvenilir medya kuruluşlarının Efrîn’e girmeleri ve mevcut durumu hiçbir tarafın baskısı ve yönlendirmesi altında kalmadan duyurmalarının önü açılmalıdır.

*Türk devleti ve çetelerinin işgali sona erdirilmeli ve Efrîn halkını güvenle evlerine dönmeleri garanti edilmelidir.

*Efrîn’deki çete grupları terör listesine alınmalıdır.”

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu