GüncelManşet

(Foto haber-2) “Anne ağlama, evlatların burada”

İstanbul: Milyonu aşan insanla birlikte uğurladık Berkin’imizi… Geçilen her sokak başı, her banka binası, her kepenk, her cadde üzeri Berkin için isyanın dile geldiği alanlar oldu. Yol boyunca pencerelerden sarkan insanlar, hatta Okmeydanı Hastanesinin penceresinden sarkan doktorlar, hemşireler ve hastalar Berkin’i son yolculuğuna uğurlamak için zafer işaretleri, sloganlar ve alkışlarla eşlik ediyordu akıp giden kitleye…

Partizan da bu isyan dolu insan nehrinin bir parçası oldu. Çağıl çağıl çağlıyordu öfke her kortejden… “Hepimiz Berkin’iz, öldürmekle bitmeyiz” diyen Yeni Demokrat Gençlik’in “Berkin’in kalbi alanlarda atıyor” sloganı bir anda hepimizin diline pelesenk oldu.

O an hepimiz Berkin’dik. Berkin’in kalp atışlarını kalbimizde duyuyor, her coşkulu sloganda yavaşlayan kalp atışlarını hızlandırıyorduk Berkin’in…

 

“Ne polisine ne güvenliğinize ihtiyacımız var!”

Yol boyunca ne bir TOMA ne bir polis ne de bir “güvenlik görevlisi” ile karşılaştık. Haliyle birkaç milyon insan da olsa bu nehirde ne kavga çıktı ne de kargaşa… Ancak ne zamanki kitle bir polis, çevik kuvvet, karakol ya da polis bariyeri gördü; işte o vakit öfkesine engel olamadı. Adeta “Katil sürüsü” diyerek öfkesini kustu.

Özellikle DİSK’in arka Caddesi’nde bulunan cadde üzerine konuşlanan çok sayıda polis otobüsü ve arkasına gizlenen Çevik Kuvvet’e yönelik öfke, bunun göstergesiydi.

Daha önce geçenlerin de taş ve sopalarla camını kırdığı polis otobüslerinin önünden geçerken aralarında Partizanlar’ın da bulunduğu birçok kişi öfkesine engel olamayarak buraya saldırdı. “Cenazemiz var” diyerek hesap sormayı şimdilik ertelenmesini isteyen yine aynı kitlenin kendisiydi.

Bir kez daha görüldü ki, bu durumda dahi kitle kendi güvenliğini bile kendisi alabiliyor. Ne onların polisine ihtiyacı var kitlenin ne de “korumasına”…

 

“Helal olsun”

Yüz binlerce insan mezarlığa girmemiş olsa dahi mezar başı o kadar kalabalık o kadar kalabalıktı ki, cenaze işlemlerinin tamamlanması saatleri aldı. Birçok insan ne Berkin’in mezarını gördü ne de konuşmaları duydu.

Duyulan tek şey; hıçkırıklar ve “Hakkınızı helal ediyor musunuz?” sorusuna on binlerin 3 kez verdiği “Helal olsun” yanıtıydı. Gözler yaşlı ama herkeste 269 gün direnen Berkin’den ve onu bu görkemli sahiplenişten duyulan gurur vardı. Ve yine aynı gür sesle atıldı “Anne ağlama, evlatların burada” sloganı. Belki de en büyük gurur ve acımızı teselli eden buydu.

 

“Çatışmalar sabaha kadar sürdü”

Berkin’in çiçek açacağı topraktan henüz ilk kürek atılmıştı ki Osmanbey civarından polis saldırısı haberleri gelmeye başladı. Polis, günün hıncını “yalnız” gördüğü bin kişilik kitleden almaya çalıştı ve ardından Kurtuluş, Feriköy, Osmanbey ve tabii ki de Taksim’e yayıldı çatışmalar.

Binlerce insan göğsünde Berkin’in resmini taşıyarak devam etti çatışmaya. Aralarında Partizanlar’ın da bulunduğu binlerce kişi, bankaları, AKP seçim bürolarını tahrip etti. TOMA, panzer, akrep, gaz, tazyikli su, plastik mermili saldırılara ve de sabahın erken saatlerinden beri ayakta ve eylemde olmanın yorgunluğuna karşın gece yarısına kadar çatıştı.

 

[widgetkit id=549]

 

[widgetkit id=550]

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu