AKP’nin iç ve dış politikasını önemli ölçüde Kürtler belirlemektedir. İçte ve dışta Kürt halkının kazanımlarına tahammül edemeyen TC, başta Rojava olmak üzere Kürt halkının kendini yönetme girişimlerine karşı azgınca saldırılar gerçekleştirmektedir. AKP bölgede sadece DAİŞ ile değil, Kürtleri temsil ettiğini iddia eden Barzani’nin partisi KDP ile birlikte hareket ederek Kürt Ulusal Hareketi’ne saldırmaktadır.
TC, T. Kürdistanı’nda özyönetim ilanlarının ardından topyekun bir şekilde bölgeye saldırarak katliam ve yıkım gerçekleştirmiştir. Bununla beraber Kürt halkının Rojava kazanımlarına da DAİŞ’e destek çıkarak saldırmakla yetinmeyen TC, KDP ile yılların getirdiği ortaklık doğrultusunda hareket etmektedir. DAİŞ’in Rojava’ya dönük saldırılarına mühimmat ve çeteleri kendi sınırından geçirerek destek sağlayan TC, KDP ile Rojava’yı boğmaya çalışmaktadır.
TC ve KDP dostluğu; Kürt Ulusal Hareketi düşmanlığıdır!
Kürt Ulusal Hareketi’nin bölgede büyük kazanımlar elde etmesi KDP’nin de hoşuna gitmemiş, Kürtlerin hak elde etmemesi için özel çaba göstermiştir. Kürt karşıtlığında öncü olan AKP ile güçlü ilişkiler yürüterek ortak hareket etmiştir. Tabii bunu emperyalistlerin uşaklığını yapan TC ve KDP’nin çıkarları doğrultusunda yaptıklarını unutmayalım.
KDP, hatırlanacağı gibi 7 Haziran seçimlerinde açık bir şekilde AKP’yi desteklemiştir. Öyle ki KDP’nin televizyon kanalı olan Rudaw, HDP barajı aşınca yayınlarını durdurmuştu. AKP bölgede kaybedince de en fazla üzülen yine KDP olmuştur. Ve aynı duyguları taşıyan diğer bir güç de DAİŞ’tir. Bu gerçeklik gün gibi ortada durmaktadır.
TC ve KDP’nin birbirlerine destek olmasının hem güncel, hem de tarihi nedenleri vardır. Hatta Türkiye’nin Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni tanıması 2007 Erdoğan-Bush görüşmesi sonrası olmuştur. Bu gerçeklik, TC ve KDP ilişkilerinin karakterinin ne olduğunu ortaya koymaktadır. Bu ilişki emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda kurulmuştur. TC’nin de KDP’nin de emperyalizme bağımlılığı ortadadır. Emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda hareket edenler, Kürt Ulusal Hareketi’ne ve kazanımlarına azgınca saldırmaktadır.
KDP, AKP’nin T. Kürdistanı’nda şehirleri yakıp yıkmasına, halkı katletmesine de ses çıkarmamıştır. Hatta AKP ağzıyla konuşarak yaşanan çatışma ve ölümlerden dolayı Kürt Ulusal Hareketi’ni suçlamaktadır.
MİT-Parastin ortaklığı deşifre oldu!
MİT-Parastin (KDP’nin istihbarat örgütü) ortaklığı ile kurulan kontrgerilla çeteleri geçtiğimiz günlerde deşifre edilmişti. Bu kontrgerilla çetelerinin, istihbarat toplama, sabotaj, suikast, takip, kaçırma, sorgu, infaz gibi özel harp taktikleri konusunda Hewlêr’in Kuştepe ve Duhok’un Zawita bölgelerindeki özel alanlarda eğitildiği de ortaya çıkmıştı. TC’nin KDP ile birlikte hareket ettiğinin en büyük göstergesi olmakla birlikte TC devletinin Kürt halkına ve kazanımlarına yönelik saldırılarını KDP ile ortak bir şekilde hazırladığı da net bir şekilde ortaya çıkmıştır bu ortaklığın deşifre olmasıyla birlikte.
Bugün Rojava karşıtı girişimlerin altından TC, DAİŞ ve KDP çıkmaktadır. Bu üçlünün Rojava’yı boğma çalışmalarına karşılık başta Kürt halkı olmak üzere bölgedeki diğer uluslardan ve inançlardan halk ve demokratik, devrimci güçler özgürlük savaşı vermeye devam etmektedir.
