GüncelManşet

TKP/ML 4 devrim şehidini sahiplendi: “Murat, Erdinç, Ahmet ve Cahide yoldaşlar, geleceğe uzanan özgürlük yürüyüşümüzdür”

H. Merkezi: Geçtiğimiz günlerde Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası vesilesiyle Örgütlenme Komitesi imzasıyla bir açıklama yapan TKP/ML, 46 yıllık mücadele tarihi boyunca yüzlerce şehidi arasında olan ancak şimdiye dek resmi olarak şehitler listesinde yer almayan, daha önce hakkında bilgi sahibi olunamayan Haydar parti isimli Murat Bileydi, Erdinç Yılmaz, Ahmet Yılmaz ve Cahide Karakaş isimli devrim şehitlerini sahiplendi ve “Geç de olsa şehit düşen yoldaşlarımıza görevimizi yerine getirmek boynumuzun borcudur” dedi.

Partizan’ın resmi sitesi olan www.partizan-online.net’te yayımlanan açıklamada söz konusu bilgilerin aldığı bölümde ilk olarak “Partimizin yarım asra yaklaşan savaş deneyimiyle azımsanmayacak bir tarihsel birikim yaratmıştır. Coğrafyamızın dört bir yanından geniş emekçi yığınlarla ve halkımızın en ileri en yiğit neferleriyle buluşmuştur. Partimiz sayısız kadro ve savaşçının omuzlarında bugünlere gelmiştir. Yürütülen savaş gerçekliği içinde, çok sayıda yoldaşımız hakkında bilgiler eksik kalmış ve gün yüzüne çıkarılamamıştır.

Geç de olsa şehit düşen yoldaşlarımıza görevimizi yerine getirmek boynumuzun borcudur” denilmiş, ardından TKP/ML şehitleri oldukları netleştirilen Murat Bileydi (Haydar), Cahide Karakaş, Erdinç ve Ahmet Yılmaz isimli devrim şehitlerine ilişkin şu bilgiler verilmiştir:

 

Murat Bileydi (Haydar)

“Bu bağlamda uzun bir süredir akıbeti netleştirilemeyen Murat Bileydi (Haydar) yoldaşa dair süreç tamamlanmıştır. Antalya doğumlu olan Murat yoldaş, 1980 Haziran’ında Gebze’de sıkı yönetim döneminde yoldaşlarıyla bir randevuya giderken kaçırılmış ve kendisinden bir daha haber alınamamıştır. Yapılan araştırmanın sonucunda Murat Bileydi yoldaşın düşman tarafından gözaltına alınarak katledildiği sonucuna varılmıştır.

Yoldaşları tarafından sevilen, zeki, politik olarak gelişkin, militan ve yaratıcı bir kişiliğe sahip olan Murat Bileydi (Haydar) yoldaş bundan sonra partimizin bir onur nişanesi olarak hak ettiği yeri alacaktır.”

 

Erdinç ve Ahmet Yılmaz

“Rize doğumlu olan Erdinç ve Ahmet Yılmaz yoldaşlar 70’li yıllarla birlikte devrimci fikirlerle ve sonrasında partimizle tanışmış ve örgütlü mücadele yürütmüş, 12 Eylül cunta koşullarında da katledilmişlerdir. Ankara’da halkımızın gerici-faşistlere karşı mücadelesinde örgütleyici ve öncü bir rol oynamış bir dönemde İsa Demirbaş yoldaşla ilişkili faaliyet yürütmüşlerdir.

Yoldaşların, 12 Eylül’le birlikte gerçekleşen yoğun gözaltı ve tutuklama ile birlikte partimizle bağları iradeleri dışında kopmuştur. Bu koşullarda Rize Fındıklı’ya geçen yoldaşlar, düşman tarafından takip edilmiş ve işbirlikçi kontralar eliyle hedef gözetilerek 2 Kasım 1980 tarihinde katledilmişlerdir. Erdinç ve Ahmet yoldaşlar yaşamları ve duruşlarıyla partimizi onurlandırmışlardır!”

 

Cahide Karakaş

“12 Eylül Askeri Faşist Cuntası’nın en ağır yaşandığı yerlerden olan Amed Zindanı’nda direnişin kadın cephesinde yer alan yoldaşlardan olmuştur Cahide Karakaş yoldaş. Riha doğumlu olan Cahide Karakaş yoldaş, İstanbul’da partimiz ile ilişkilenmiş, partimize yönelik bir operasyon kapsamında tutuklanarak Askeri Faşist Cunta’nın protip faşizminin sergilendiği Amed 5 No’lu Zindanı’na hapsedilmiştir. Gördüğü işkenceye karşı hapishane içerisindeyken yoldaşları ile birlikte direniş sergileyen Cahide Karakaş yoldaş, tutsaklığı sona erdikten sonra döndüğü İstanbul’da, ailesiyle yaşadığı evde gördüğü işkencenin yarattığı ağır tahribata dayanamayarak yaşamına son vermiştir.

Cahide Karakaş yoldaş, faşizmin kadın düşmanı erkek egemenliğinden soracağımız hesabın adı; devletin cinsel işkence tezgahlarından geçmiş Kamile Öztürk ve Yıldız Çiçek yoldaşlar başta olmak üzere faşist cellatları emekçi kadınların örgütlü isyanı ile ait oldukları tarihin çukuruna gömeceğimizin andı olacaktır!”

 

“Geleceğe uzanan özgürlük yürüyüşümüzdür”

“Murat, Erdinç, Ahmet ve Cahide yoldaşlar, geleceğe uzanan özgürlük yürüyüşümüzün gülümseyen, yol gösteren ve bize güç verenleri olacaktır” diyen TKP/ML Örgütlenme Komitesi, söz konusu bölümü şu sözlerle sonlandırıyor:

“Onların dalgalandırdığı kızıl bayrak 12’lerin ellerinde Dersim dağlarında dalgalanmıştır. Onların mirasları Hayastan’dan Filistin’e oradan Rojava’ya partimizin savaş generali Nubar Ozanyan’ın (Martager) elinde bir direniş meşalesine dönüşmüştür. Onların kavga sloganları şiirin ve edebiyatın dünyasında devrim emektarı yoldaşımız Serdar’ın yürek işçiliğinde yaşam bulmuştur.

Onların özgürlük tutkusu, yaşamını direniş türküleriyle ilmek ilmek dokuyan, hangi dili konuşursa konuşsun, kim olursa olsun tüm ezilenlere yüreğini açan, kavgamızın bebeği Güzel anamızda ete kemiğe bürünmüştür!”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu