Manşet

TKP/ML’den 1 Mayıs mesajı

H. Merkezi: Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML) Merkez Komite (MK) tarafından yapılan ve elimize e-posta yoluyla ulaşan açıklamada “1 Mayıs, alanlarda devrim için yaktığımız ateşi alevlendirmenin adı olsun!”  denildi.

Yapılan açıklamanın tamamı ektedir:

 

1 MAYIS MEYDAN OKUMA GÜNÜMÜZDÜR!

1 Mayıs, ezilenlerin mücadelesine hız verip canlılık katarken, zalimlerin ve sömürücü sınıfların korkularının doruğa ulaştığı gündür.

1 Mayıs, dünya proletaryası ve ezilen halkların, baskı, sömürü ve zulme karşı direnişlerinde ve komünizme doğru attıkları her adımda coşkulu bir heyecandır.

1 Mayıs, emperyalistlere, faşistlere ve gericilere karşı girişilen bütün eylemlerin, elde edilen bütün zaferlerin kutlandığı; yenileri için yeminlerin tazelendiği gündür.

1 Mayıs, enternasyonal dayanışma ruhunun kitleleri daha güçlü sardığı; birlik, mücadele ve dayanışmanın daha etkileyici biçimde kendini hissettirdiği bir andır.

1 Mayıs, komünizm yolunda geride bıraktığımız her bir yılın birikiminin sınıf mücadelesine kattıkları ve kazandırdıklarının dile gelmesidir.

1 Mayıs, zafere olan tutkumuzu yenilemenin, halkların kurtuluşu umudunu büyütmenin ve mücadele azmimizi çoğaltmanın adıdır.

Her 1 Mayıs’ta meydanları dolduran, alanlara sığmayan; omuz omuza türkü ve marşlarla coşan; öfkesini, kinini ve haklılığını haykıran; barikatları yıkan ve gücünü gösteren; sömürüsüz bir dünyaya duyduğu özlemi dile getiren işçi sınıfı ve emekçi halklardır.

2012 yılı 1 Mayıs’ına faşist Türk devletinin çok yönlü saldırıları altında giriyoruz. AKP katliam, askeri ve siyasi operasyonlar ve baskı politikalarını “ileri demokrasi” söylemleri eşliğinde eşine az rastlanır bir pervasızlıkla yürütüyor. Efendilerinin dünya halklarına karşı geliştirdiği saldırı atağının bir parçası olarak gündemleşen bu baskı, sömürü ve zulüm politikaları; halkımızın yaşamını her geçen gün daha zorlu bir hale getirmektedir. Dizginsiz ve azgın saldırılar nedeniyle işçi ve emekçilerin ücretleri sürekli gerilemekte, zam yağmuru altında işsizlik rakamları takip dahi edilememekte, sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma, iş cinayetleri günlük yaşamın bir parçası haline getirilmektedir.

Eğitimden sağlığa, barınmadan en temel hak ve özgürlüklere kadar yaşamımız zapturapt altına alınmak istemekte; bir yandan “ileri demokrasi” söylemleri dillendirilirken diğer yandan gözaltı ve tutuklama terörü estirilmekte; bir yandan sahte özür provaları canlandırılırken diğer yandan Roboski’de 34 Kürt köylüsü bombalanmakta, Newroz yasaklanmakta, Hacı Zengin örneğindeki gibi insanlar katledilmektedir. Yine bir yandan açılım balonları uçurulurken diğer yandan bütün bu saldırılara karşı yükselmesi mutlak olan mücadeleyi kırmak amacıyla, Toplumla Mücadele Yasası gündeme getirilmektedir.

İşte 1 Mayıs 2012’yi böylesi bir atmosferde karşılıyoruz. Ama umudumuz ve inancımız her zamankinden daha güçlü. Çünkü tabloyu doğru okuduğumuzda görüyoruz ki; geniş kitleler, bu sistemde yaşamayı reddettiklerini ve başka bir dünya istediklerini haykırıyorlar. Devrimci durumun her zamankinden daha çok ve kritik fırsatlar sunduğu bir süreçten geçiyoruz. Marksizm-Leninizm-Maoizm ile silahlanmış olmanın ve sosyalist iktidar ve ülke deneylerinden; demokratik, proleter ve kültür devrimleri süreçlerinden; halk savaşı pratiklerinden ve sınıf mücadelesinin çok çeşitli sayısız muharebesinden edindiğimiz birikime sahip olmanın büyük avantajını kullanıyoruz.

Öyleyse emperyalizme öldürücü darbeyi vuracak olan Marksist-Leninist-Maoist ideolojiyi proletarya ve ezilen halklarla buluşturma görevi her zamankinden daha yakıcı ve acildir. Her cinsten burjuva ideolojisiyle çatışmak ve bilimin zaferini ilan etmek, emekçileri zafere taşıyan yolu açmak görevimizdir. Bu yol devrimlerin yoludur. Bu yol halk savaşlarının yoludur.

Savaşı bütün alanlara yaymak, kavgayı sınırsız biçimde körüklemek, mücadeleyi alabildiğine yükseltmekle karşı karşıyayız. Emperyalistler ezilenlerin soluğunu yanıbaşlarında hissettikleri için topyekün bir seferberlik ve saldırı halindeler.

Tüm bunlara dur demek mümkün mü? Elbette evet!

Çünkü biliyor ve görüyoruz ki; örgütlenmiş ve mücadeleye atılmış bir halkın önünde hiçbir güç duramaz. Marksizm-Leninizm-Maoizm biliminin kumanda ettiği bir parti etrafında kenetlenmiş bir halkın yenemeyeceği düşman yoktur. 40. yılında, faşizmin tüm saldırılarına karşı komünizmin kızıl bayrağını daha büyük bir azim ve kararlılıkla yükselten Partimiz TKP/ML saflarında birleşerek, örgütlenerek ve savaşarak kurtuluşumuzu kazanabiliriz.

Öyleyse bu 1 Mayıs, alanlarda devrim için yaktığımız ateşi alevlendirmenin adı olsun!

Kitlelerin kızıl bayrak etrafında toplanmasına çağrı olsun!

Marksizm-Leninizm-Maoizm bayrağını daha yükseklere kaldırdığımız gün olsun!

Emperyalizme karşı savaş manifestomuz olsun!

Yaşasın 40. kavga yılında Partimiz TKP/ML!

Yaşasın 1 Mayıs! Biji Yek Gulan!

Yaşasın işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

TKP/ML MK

Nisan 2012

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu