GüncelManşet

ATİK; Maraş, 19 Aralık ve Roboski katliamlarını şiddetle lanetliyoruz!

H. Merkezi: Aralık ayında devlet tarafından devrimci, demokrat ve yurtsever kesime yönelik katliamlar gerçekleştirilmiş ve Amed’de devam ettirilmeye çalışılıyor. Katliamlar ayı diyebileceğimiz Aralık ayı, Maraş, Roboskî, 19 Aralık’ta hapishanelerde gerçekleştilen katliamı ATİK yaptığı açıklama ile “Türk devleti tarafından gerçekleştirilen bu katliamları kınıyor, insanlığa karşı işlenen bu suçlar karşısında bir kez daha sessiz kalmayacağız diyoruz” dedi.  ATİK’in yaptığıa çıklamanın tamamamı şöyle:

“19-26 Aralıkta Maraş’ta Aleviler,

19 Aralıkta hapishanelerde devrimci tutsaklar,

28 Aralıkta Roboski’de Kürtler…

Acımasız ve vahşi bir şekilde katledildiler.

Unutmayacağız ! Hesabı sorulana kadar…

37 yıl önce gerçekleştirilen Maraş katliamı faşist Türk devletinin tarihindeki kanlı sayfalardan yalnızca birisidir. 19-26 Aralık 1978 tarihinde Alevilere karşı hayata geçirilen bu katliamda 200’ü aşkın kişinin katledilmiş, yüzlercesi yaralanmış ve binlerce Alevi halkımız Maraş’ı terk etmek zorunda bırakılmıştır. Maraş’ta Alevilere, ilericilere, devrimcilere bir hafta boyunca devam eden bu zulüm, katliam Çorum ve farklı şehirlerde devam ettirilmiştir.

Türk devleti F Tipi hapishaneleri yaşama geçirmek için 19 Aralık 2000 tarihinde yüzlerce asker ve polisiyle 20 hapishaneye eş zamanlı olarak gerçekleştirdikleri ve adına ‘’Hayata Dönüş’’ adını verdikleri kanlı operasyonla 28 devrimci tutsak katledilmiş, yüzlerce devrimci tutsak yaralanmıştır. Sadece Bayrampaşa hapishanesinde 6 kadın devrimci tutsak yangın bombalarıyla diri diri yakılarak katledilmiştir. Faşist sistem özellikle kadına baskıyla, taciz ve tecavüzle sürekli kadın kimliğine saldırmaktadır. Ama biz tanık olmaktayız ki ; kadınlar Gezi ayaklanmasında, Kobani’de, Cizre’de, Rojava’da görüldüğü gibi efsane yazmakta, direnişin en ön saflarında tarihine sahip çıkmaktalar.

Daha önceleri Diyarbakır, Buca, Ümraniye ve Ulucanlar hapishanelerinde gerçekleştirilen katliamlardan sonra gerçekleştirilen bu 19 Aralık katliamının esas hedefinin devrimcilerin örgütlülüğünü ve örgütlü direnişini kırmaktır.

F Tipi hapishaneleri; hücreleri yaşama geçirerek, devrimcileri hücrelere doldurarak boyun eğdirme ve teslim alma operasyonuydu. Bugün hala devam ettirilen F Tipi izolasyon politikaları devrimci tutsakların direnişiyle boşa çıkarılmıştı. Bu direniş karşısında acizleşen hakim sınıflar tecrit ve izolasyonda ısrar etmektedirler. Hasta tutsakların yaşamlarının son günlerini dışarıda geçirmesine bile rıza göstermeyip hapishanelerden tabutların çıkmasına göz yuman AKP ağırlaştırılmış ceza ve uygulamalarla hapishaneler politikasında ısrar etseler de devrimci tutsakların direnişleri karşısında acizleşmektedirler.

29 Aralık 2011 tarihinde Uludere’ye bağlı Roboski köyünde her zaman olduğu gibi geçimlerini sağlamak için yaptıkları işi yapıp köylerine geri dönerken kuyruğunda TC bayrağı işlenen F-16 savaş uçaklarının bombardımanına uğramışlar, çoğu daha çocuk yaşta 34 Kürt yoksulu katledilmiştir. Gerçekleştirilen bu katliamın emrini verenlerin hükümet ve genel kurmay olduğu belgelerle açığa çıkmasına rağmen hala bu katliamın sahiplerinden adalet(!) önünde hesap sorulmamıştır. Bu katliam RTE ve onun genel kurmayı ve yargısı tarafından üstü kapatılmaya çalışılmaktadır.

Maraş’ta, Sivas’ta, Çorum’da Alevileri, hapishanelerde devrimci tutsakları, Roboski’de Kürtleri katleden zihniyet bugün de Cizre, Silvan, Nusaybin, Dargeçit, Yüksekova ve Sur’da Kürt halkına yönelik katliamlar uygulamaktadır. 12 güne uzayan sokağa çıkma yasağı ilan ederek evlere, işyerlerine, okullara, camilere tanklarla, toplarla, havanlarla ateş etmektedir. Çocukları, yaşlıları, kapı eşiğinde oturan hamile kadınları kurşunlamaktadır.

1978 yılında gerçekleştirilen Maraş katliamının,

2000 yılında gerçekleştirilen hapishaneler katliamının,

2011 yılındaki Roboski katliamının… gerçek sorumlusu faşist Türk devletidir.

Bu katliamlar ne ilkti ne de sonuncu olacak. Faşizm alt edilmediği sürece tüm toplumsal muhalif kesimler aynı acıları yaşamaya devam edecektir. Çözüm ortak ve örgütlü mücadeleden, ortak direnişler örgütlemekten geçmektedir.

ATİK olarak Türk devleti tarafından gerçekleştirilen bu katliamları kınıyor, insanlığa karşı işlenen bu suçlar karşısında bir kez daha sessiz kalmayacağız diyoruz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu