GüncelManşet

TTEKK: Katliamlar yaşanabilir, tutsaklarla dayanışma göstereceğiz

İstanbul: Kuruluşunu ilan eden Tek Tip Elbise Karşıtı Koordinasyonu (TTEKK), hapishanelerdeki tutsakların uygulamaya karşı direniş başlatacağına dikkat çekerek, ağır insan hakları ihlalleri ve katliamların yaşanacağı konusunda uyardı. Koordinasyon, tutsaklarla her koşulda dayanışmayı yükselteceklerini söyledi.

Özgürlükçü Hukukçular Platformu, Türkiye İnsan Hakları Derneği gibi hak ihlalleri savunucusu 40’ı aşkın sivil toplum örgütü, 20 Kasım 2017’de 696 sayılı KHK’nın 101 ve 103’üncü maddelerinde belirtilen siyasi tutsakların tek tip elbise giymesi yönündeki maddesine karşı birlikte mücadele etmek amacı ile Tek Tip Elbise Karşıtı Koordinasyonu kurdu. Koordinasyonun kuruluşu İstanbul Barosu Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu. “Tek tip elbise hak ihlalidir karşı çıkıyoruz” yazılı pankartın asılı olduğu salondaki toplantıya çok sayıda insan hakları savunucusunun da katıldığı görüldü.  Toplantıya konuşmacı olarak Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Eren, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Avukat Gülseren Yoleri, Özgürlükçü Hukukçular Platformu’ndan avukat Ezgi Duman ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan den Ümit Efe katıldı.

Koordinasyonun kuruluş metnini İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri okudu. Gülseren,  Adalet Bakanı’nın, KHK’nın ardından yaptığı açıklamada tek tip elbisenin bir ay içinde uygulamaya geçeceğini açıkladığını hatırlatarak, “KHK, siyasi mahpusların, mahkemeye çıkarılırken badem kurusu ya da gri tulumlar giymesini, kadın tutuklu ve hükümlülerin giyeceği tek tip elbiselerin tulum şeklinde olmayabileceğini belirtmektedir. Badem kurusu ya da gri, tulum ya da iki parça fark etmez. TTE, bir damgalama aracıdır. Giydirilmek istenen mahpuslar “suçlu” olarak damgalanmak istenmektedir” dedi.

 

“TTE, kişiyi amaçlayan bir araçtır”

TTE giydirilmek istenilen insanların bir kısmının yargılamaları hala devam etmektedir ve Anayasa gereği masumdurlar. TTE, sayıları yaklaşık 60 bini bulan tutuklu için masumiyet karinesinin ihlalidir” diyen Gülseren, “TTE, mahpuslar arasında kategorik bir ayrım gözetmektedir ve ayrımcılık yasağının ihlalidir. TTE, kişiyi kimliksizleştirmeyi, kişiliğini ezmeyi amaçlayan bir araçtır ve kötü muamele/işkence yasağının ihlalidir. TTE, giymeyi kabul etmeyen mahpuslara ziyaret yasağından başlayıp hücreye kapatılmaya varan birçok ceza verilmesine yol açacaktır. TTE, üst üste verilen disiplin cezalarıyla mahpusların infazlarının yanmasına ve şartlı tahliye haklarının ellerinden alınmasına neden olacaktır. TTE, giymeyi kabul etmeyen mahpusların mahkemeye çıkarılmamasına ve adil yargılanma haklarının ellerinden alınmasına ve mahkemeye çıkarılmadan haklarında hüküm verilmesine sebep olacaktır” diye belirtti.

 

“Tek Tip Elbise hak ihlalidir”

Tek tip elbisenin 12 Eylül darbecilerinin bir uygulaması olduğunu hatırlatan Gülseren,  o süreçte uygulanmaya çalışıldığını ve mahpuslar ve aileleri için birçok acıya, ölümlere, sakatlıklara yol açtıktan sonra bu uygulamadan vazgeçildiğini söyledi. “Yukarıda saydığımız gerekçelerle Tek Tip Elbise uygulamasına karşıyız” diyen Gülseren, son olarak şunları söyledi: “Adalet Bakanlığı’nı bir an önce 12 Eylül darbecilerinin bu uygulamasından vaz geçmeye çağırıyoruz. Tek Tip Elbise hak ihlalidir. Tek Tip Elbise işkence yasağının ihlalidir. Karşı çıkıyoruz.”

 

‘Anayasaya ve masumiyet karinesine aykırı’

Bu metnin imzaya açık olduğunu söyleyen Gülseren, metne imza atan kurumların her geçen gün arttığını belirtti.  Gülseren’in ardından ÖHP’den avukat Ezgi Duman konuştu. Hak örgütleri olarak tek tip elbiseyi neden hak ihlali olarak gördüklerini açıklayan Ezgi, “İşkence ve kötü muameleme açısından hak ihlalidir bu. AİHM içtihatlarında da bu durumun bu şekilde ifade edildiğini biliyoruz. Sizi kişiliğinizi tamamlayan kıyafetlerden ayırıp hapishanenin iktidar tarzını ortaya koyuyor. İktidar Avrupa’da kullanılıyor diyor. Ancak oralarda bakıldığınızda birçok ülke bu uygulamayı rafa kaldırmış durumda. Ancak AİHM’in bir kararı var ki bu tek tip işkence ve masumiyet karinesinin de ihlali anlamına geldiğini gösteriyor. Siz tutuklu bir kişiye suçluluğu sabit olana kadar masum muamelesi yapmak zorundasınız o kişiyi suçluluk damgası içeren bir pozisyona düşüremezsiniz. Pek çok Avrupa ülkesi de tam bu nedenle bu uygulamayı rafa kaldırmış durumda. Bugün bakıyorsunuz tek tip elbise siyasi tutsaklara yönelik tutuklulara ceza verme ceza içinde ceza verme uygulamasını içeriyor, bu kişi ‘teröristtir’ damgası vuruyor. Anayasa aykırıdır çünkü masumiyet karinesine aykırıdır” dedi.

 

“Mahpuslarla dayanışma göstereceğiz”

AİHM’in Romanya’yı benzer bir konuda mahkum ettiğini hatırlatan Ezgi, “İşkence olduğu gibi masumiyet karinesine de aykıdır. Bu da ayrımcılık yasağı söz konusudur” diye konuştu. “OHAL durumlarında özgürlükler kısıtlanabilir mi?” diye soran Ezgi, “Ne zaman başvuru yapsak, ‘OHAL var’ diye yanıt alıyoruz. Bu konuda AİHM’de de bir madde var. Ancak işkence ve kötü muameleme yasağı OHAL bahanesi ile de getirilecek bir uygulama değildir. OHAL durumunda da getirlemez AİHM’de bu konuda böyle ifadeler içeren kararlar vermiştir” diye konuştu. Ezgi, “Siz 15 Temmuz’dan dolayı OHAL getirmişsiniz buna bağlı olarak kararlar almalısınız. Siz uluslararası mevzuatı hukuku askıya alamazsınız. Hukuk devleti ilkesine aykırıdır.  Bu uygulama tarihn tozlu raflarına kaldırılacakken yeniden gündemimize geldi. Biz bu uygulamaya karşı mahpuslarla dayanışma göstereceğiz” diye konuştu.

Toplantı soru cevap bölümünün ardından sona erdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu