GüncelManşet

Tuğluk ve Demirtaş’ın mahkemeleri görüldü: “Yargı tarihinin en rezalet duruşmaları…”

Tutuklu HDP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili Aysel Tuğluk’un Ankara’da ve HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in İstanbul’da duruşmaları bugün görüldü. Tuğluk’a 10 yıl ceza verilirken, Önder ve Demirtaş’ın duruşması 16 Nisan’a ertelendi.

H. Merkezi: HDP önceki dönem Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un tutuklu yargılandığı davanın 3’üncü duruşması Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, örgüt propagandası yaptıkları iddiasıyla yargılandıkları dava Silivri Alibey duruşma salonunda görüldü.

Tuğluk’un duruşmasına HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Ağrı Belediye Eşbaşkanı Sırrı Sakık ve çok sayıda partili katıldı. Duruşmada savcı bir önceki duruşmada açıkladığı mütalaayı tekrarlayarak Tuğluk’un “Örgüt üyeliği” ve “Örgüt yöneticiliği” iddiasıyla cezalandırılmasını talep etti. 

 

TUĞLUK “Mesele Kürtler olunca gerisi teferruattır”

Savcının mütalaasını okumasının ardından Tuğluk, “Dava iktidarın toplumsal muhalefete, sivil toplum örgütlerine dönük baskılama politikasının yargı eliyle devamı niteliğindedir. 2009 yılında başlatılan Kürt siyasetçilerinin yargı eliyle susturulmasının devamıdır. KCK adı altında operasyonları yapan emniyet görevlileri, savcılar, hakimler şuan da FETÖ üyesi olmaktan yargılanmaktadır. FETÖ ile mücadele ettiğini iddia eden iktidar FETÖ’nün hazırladığı kumpas davalarını devam ettirerek, Kürt siyasetçilere demokratik muhalefeti baskılama unsurunu devam ettirmektedir. Balyoz, Ergenekon gibi dosyaları düşürenler KCK davalarını düşürmek bir yana yeni dosyalarla Kürt siyasetçiler baskılanmaktadır. Mesele Kürtler olunca gerisi teferruattır” dedi. 

 

“DTK illegal bir yapılanma değildir”

Adil  yargılanma ilkesinin ihlal edildiğini vurgulayan Tuğluk, dava konusu olan Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) ilişkin şunları söyledi: “DTK illegal bir yapılanma değildir. Hiçbir söyleminde şiddet çağrısı yoktur. DTK’nin genel amacı Kürt sorunun barışçıl şekilde çözümünü esas almaktadır. DTK yasaldır, DTK’yi kriminalize etmek Kürt halkının siyaset yapmasına, Kürtlerin sosyal, ekonomik, kültürel ve kimlik sorunlarına ilişkin çalışmaları engellemekten başka bir şey değildir. Kürtleri hapsetmek için bir gerekçeye ihtiyaç vardı. Bu da DTK’yi illegalize etmekle ortaya kondu. Aksi takdirde 11 yıldır kesintisiz ve aktif çalışma yürüten bir sivil toplum kuruluşunun biranda KCK’nin Türkiye yapılanması olarak gösterilmesinin başka bir izahı yoktur. Sizler de biliyorsunuz ki, burada asıl mesele Kürt sorunudur. Ben iki dönem milletvekilliği yaptım.”

 

“Bu dava Türkiye siyasi tarihine kara çentik”

“Savcıdan önce davayı açan, yargıdan önce karar veren bir iktidar ile karşı karşıyayız” diyen Tuğluk, sözlerini “Çözümün sağlanması, kanın durması için yapılan görüşmeler suç değildir. Asıl suç bu yoldan dönmek ve kendisinin dışında yürüyenlere tuzak kurmak, hapsetmektir ve cezalandırmaktadır. Yargı buna alet olmamalıdır. Yargılamada ceza kesmesi noktasında acele ediyor. Suçluluğumu ispata çalışırken, yargılama kriterleri ihlal edilerek, delil inceleme hususu kabul edilmedi. Adil yargılama incelemedi. Örgüt yöneticisi olduğum iddia edilirken, internetten talimat alan bir yönetici olur mu? Bu akla mantığa sığar mı? İddia makamının telefonuma nereden geldiği bilmeyen bir mesajın suç olarak yansıması da delil bulmakta ne kadar zorlandığının göstergesidir. Karar verme adil mi değil mi siz belirleyeceksiniz? Bu dava Türkiye siyasi tarihine kara çentik olarak girdi. Yargıya girmesin” şeklinde sürdürdü.

Tuğluk hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla 10 yıl hapis cezası veren mahkeme, Tuğluk’un tutukluluğunun devamına karar verdi.

 

DEMİRTAŞ “Ben milletin iradesini temsil ediyorum”

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, 17 Mart 2013’te İstanbul Zeytinburnu’nda gerçekleşen Newroz kutlamaları sırasında yapılan konuşmalar sebebiyle “örgüt propagandası” yaptıkları iddiasıyla yargılandıkları dava Silivri Alibey duruşma salonunda görüldü.

Davanın üçüncü duruşmasında söz alan Demirtaş usule ilişkin 5 noktada itirazlarını mahkemeye sundu. Demirtaş ve Önder’in tutuksuz yargılandıkları davanın üçüncü duruşmasında, Demirtaş öncelikle dokunulmazlığın kaldırılma sürecinin Anayasa’ya aykırı olduğu meclis kararıyla alınmayan bu kararın geçersiz olduğu gerekçesiyle yargılamanın hukuka aykırı olduğunu belirterek, taleplerini mahkeme heyetiyle paylaştı.

“Ben milletin iradesini temsil ediyorum. Kanunlara saygılı olmalıyım ama beni yargılayacak mahkemenin de anayasaya saygılı olması lazım. Meclis kararı Cumhurbaşkanı onayına tabi değildir” diyen Demirtaş, anayasanın çiğnendiğini vurguladı.

 

ÖNDER “Sözlerimi eğip bükmem bu uğurda ölenlere saygısızlık olur”

Sırrı Süreyya Önder de usule ilişkin itiraz noktasında söz alarak, Newroz konuşmasının iddianamede doğru aktarılmadığını belirtti. Önder konuşmasına Nevroz’u kutlayarak başladı: “Newroz haftası, sizin ve burada bütün Ortadoğu halklarının Newroz’unu kutluyorum. Bizim yargılanmamız da bir Newroz etkinliği” dedi. Mahkeme Başkanı’nın süre hatırlatması üzerine Önder “Sözle yargılanan iki halk temsilcisine söz kısıtlaması yapamazsınız” dedi.

“Yasa çözüm süreci çerçeve yasasıdır. Bir siyasetçi olarak çözüm sürecinde barış için aktif sorumluluk üstlenmiş bir milletvekili olarak böyle bir zırhın (dokunulmazlık) arkasına saklanmayı zul addederim. Savaş için sömürü için yağma için yürütmenin amacı savaş olduğu için barış için mücadele edenler, hep yargılanmıştır. 12 Eylül’de de yargılandım, devrimciyim sosyalistim Kürt halkıyla yan yana duruyorum. Sözlerimi eğip bükmem bu uğurda ölenlere saygısızlık olur” diyen Önder, sözünü kesen mahkeme başkanına “Benim de işim gücüm var. Newroz’u düzenleyeceğiz çok da yüklü programım var, barışı savunacağım” şeklinde karşılık verdi.

 

“Bu devlet dün ricacı olduğunu bugün idam sehpasına gönderir”

“Barış sürecinde bir kez daha gördük, bu devlet riyakarlıkla malul, kurumsallaşmış riyakarlık, bu devlet güvensizlik meselesinde en çok uğraştığımız şeydi. Dün ricacı olduğunu bugün idam sehpasına gönderir” diyen Önder’in sözleri bir kez daha mahkeme başkanı tarafından kesildi.

Önder’in ardından avukatlar da usule ilişkin itirazlar da bulundular. Savcı mütalaasında taleplerin hepsini reddetti. Mahkeme verdiği aranın ardından savcının ret talebini kabul ederek, duruşmaya birleştirme, düşme ve yeni bilirkişi raporu ve konuşma dökümleri olmadan devam edilme kararı aldı.

Son olarak konuşan Demirtaş reddi hakim talebinde bulunurken, mahkeme başkanı reddi hakim talebinin duruşmayı uzatma amacına dönük olduğunu belirtti ve Demirtaş’a savunma için son kez süre verdi. Duruşma 16 Nisan’a ertelendi.

 

TEMELLİ “Biz bu duruşmaları kabul etmiyoruz”

Demirtaş ve Öder’in mahkemesine katılan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, duruşma sonrası basın emekçilerine açıklamalarda bulundu. “Belki de yargı tarihinin en rezalet duruşmalarından birine tanıklık ettik. Tutulacak hiçbir yanı olmayan, adına iddianame bile denilmeyecek bir iddianame ile Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya önder yargılanmaya çalışılıyor” diyen Temelli, sözlerini, “Biz bu duruşmaları kabul etmiyoruz, biz bu davaları kabul etmiyoruz” şeklinde sürdürdü.

Temelli “AKP iktidarı sürekli ‘FETÖ’ye karşı olduğunu söylüyor ama söz konusu HDP olduğunda ‘FETÖ’ ile mahkeme salonlarında ittifak yapmaya devam ediyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Biz adaleti aramaya, adaleti var etmeye, demokrasi ve barış mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu