Güncel

Yarını yaratmak için kavgada düşenlere bin selam

Yarını yaratmak için

Güne merhaba

Göğü kucaklamak için

Güneşe merhaba

İhanet çemberini yarmak için

Direnişe merhaba

Zaferi kucaklamak için

İncecik bir filiz gibi yerde duran beden benim bedenim. Kopardılar yüce ağaçtan.

Geleceğe doğru uzanan incecik bedenimi. Kucaklayacaktık gökyüzünü tüm yoldaşlarla beraber. Başımız bulutlara değecek, güneşe yoldaş olacaktık. Tüm benliğimizle atılırken ileri, hiçbir şey düşünmemiştik.

Bir canımız vardı kaybedeceğimiz ama kazanacak çok şey. Dağlarda geleceği yaratan kavgaya sevdalıydık. Başı pare pare dağların kentlerine inen yollarına sırdaştık. Kavgamız zalime, kinimiz zulmedene, sömürene, katledene karşı idi. Sevgimiz yoldaşlara, halkımıza, yarını yaratma kavgasına idi.

Günebakan çiçekleri gibiydik; yönümüz hep güneşe doğru idi. Kardelenler gibiydik; kara, borana, fırtınaya karşı yaşama merhaba derdik. Bunun içindi adımıza Partizan denmesi. Ferman çıkarmıştı devlet adımıza.

Ferman devletin, egemenlerin ve onların efendilerinindi. Kim dinler! Dağlar bizimdi. Çıktık dağlara kızıl siyasi iktidarları yaratmaya.

Bizler düştük bu kavgada, incecik bir filiz gibi sessizce, yerimizi bizden sonra gelen, yarını yaratacak kavgaya sevdalı yüreklere bırakarak. Biliyoruz ve her zaman da eminiz hiç tereddüt etmedik; faşizmden hesap soruldu, bundan sonra da sorulacak.

5 Aralık 1981 günü Dersim Hülükuşağı köyünde bir evde konuk olarak kalmışlardı Veysel Uyar ve Erdoğan Tekin yoldaşlar. Düşman, onların kaldığı köyü bir ihbar sonucu çembere almıştı. Düşman güçlerinden bir başçavuş ve askerler yoldaşların kaldığı eve girerek onları teslim almaya çalıştı.

Veysel Uyar ve Erdoğan Tekin paniklemeden düşmanın bu baskınına karşı koyarak bastı tetiğe, başçavuş ve bir eri öldürüp birini yaraladı. Düşmanın panikleyerek evden ayrılmasından faydalanarak evden ayrıldılar.

Fakat düşman çemberi sıkı tutuyordu. Yoldaşların zorlamalarına ve bir gedik noktası aramalarına yaylım ateşiyle karşılık veriyordu. Düşmanın onca yığınağı boşuna değildi.

Çünkü onlar iki Partizan yüreğe karşı savaşıyorlardı. Bu esnada Veysel Uyar yoldaşın silahı isabet aldığından dolayı bozulmuş çalışmıyordu.

İlk önce silahı işlemez duruma gelen Veysel yoldaş şehit oldu, ardından Erdoğan yoldaş.  Aciz düşman şehit yoldaşların bedenlerine saldırarak kurşun yağmuruna tuttu.

Kokum diyorlardı Veysel yoldaşa. Yoldaşları takmıştı bu adı. Yoksulluğun ve içinde bulunduğu zor koşulların bir sonucu olarak olduğundan yaşlı görünüyordu.

Oysa şehit düştüğünde 26 yaşındaydı.

Kokum yoldaş partisinin bir üyesi ve kadrosu olarak kızıl direniş bayrağını doruklarda dalgalandırarak dosta ve düşmana gösterdi.

Dersim’in Ovacık ilçesi Perdi köyünden olan Erdoğan Tekin yoldaş da yoksul köylü bir aileden geliyordu.

Genç yaşlarda atıldı sınıf mücadelesine. Ailesi çalışmak için İstanbul’a göç ettiğinde o partisinin faaliyetlerine, özlemini duyduğu gerillaya katılmak için Dersim’de kaldı. O da tıpkı Veysel yoldaş gibi yarattığı direniş destanı ile ve kavga bayrağımızı kızıla boyadı.

(Bir Partizan)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu