GüncelManşet

“Yaylaların, dayanışmayı büyütecek insanlardan başka kimsesi yok!”

İstanbul: AKP neo-liberal anlayışıyla hizmet pazarlayan şirket misali hareket ederken KHK’larla acele “kamulaştırmalarına” devam ediyor.  “Kalkınma, hizmet” söylemiyle sermayeyi kendi çevresinde yer alanlara tahsis eden AKP, bu defa “Yeşil Yol Projesi” ile hukuk tanımaz talan projelerine bir yenisini ekledi.

Geride bıraktığımız yıl gündeme gelen “Yeşil Yol Projesi” hızlandırıldı. Yayla sezonunun sona erdiği, evlerin boşaldığı sonbaharda, “fırsat bu fırsat” diyerek aç gözlülüğüyle Rize Valiliği destekli şirketler, Karadeniz Bölgesi’nde 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak 2 bin 600 kilometre uzunluğundaki “Yeşil Yol Projesi” için Çamlıhemşin ilçesi Yukarı Kavrun Yaylası’nda yol çalışmalarına başladı. Çalışmaların yeniden başlamasının ardından, yöre halkından 11 kişi, iş makinelerinin çalışmalarını engellemek isterken gözaltına alındı. Gözaltıların alınmasının ardından Rize Valiliği tarafından yaylaya çıkış yasağı getirilerek projeye başlandı. 

 

Geçen yıl…

AKP ile birlikte hız kazanan betonlaşma bir bütün Doğu Karadeniz’in doğasını, griye çevirmekte ısrarlı. Oysa ki “Yeşil Yol Projesi”nin hayata geçmemesi için geçen yıl yöre halkı ve desteğe giden doğa savunucuları projenin çalışmasını engellemiş, TEMA Vakfı’nın açtığı dava sonucu, yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Hatta “Yeşil Yol Projesi”ndeki ısrarıyla bilinen Rize Valisi’ne haddini bildiren ve direnişin sembolü haline gelen Havva Ana’nın “Yaylaların yolu birleşmeyecek. Kesinlikle istemiyoruz. Vali bize çapulcu diyor. Biz çocukluğumuzdan beri burada yaşıyoruz. Vali, Kaymakam kimdir? Ben, ben, ben, halkım ben” sözü karşılık bulmuştu ve “Yeşil Yol Projesi” durdurulmuştu. Fakat AKP iktidarı her seferinde başka bir alicengiz oyunuyla halkın yaşam alanlarını, doğasını katletmek için saldırıyor.

 

“Bu yol halka kahır getirir”

Doğa katliamının gerçekleştirilmek istenmesine karşı Fırtına İnisiyatifi’nden Gökçe Yılmaz şu değerlendirmelerde bulundu:

Yeşil Yol’un belgesi olan 600 sayfalık ‘Doğu Karadeniz Master Planı’nda, yol 3-4 sayfa ile anlatılmış; bunun haricinde proje ile ilgili somut herhangi bir bilgi verilmemiştir. Ortada bakanlık tarafından belirlenmiş bir proje bile mevcut değilken; yolda ısrar niye? Tüm bilimsel veriler, projenin rant devşirmekten ve doğayı dönüşsüz biçimde yok etmekten öte bir getirisi olmadığını gösteriyor. Hangi alışveriş, hangi kirli hesap, yaşama bu denli düşman bir işi başımıza bela etmektedir. Bu yol halka kahır getirirken, kime hangi yükle yüklü uzun araçları taşıyacaktır?” İdare ve kolluk güçlerinin hala bu çalışmaların yapılmasına izin vermekte olduğunu belirten Yılmaz “Bakanlık ve inşaat şirketleri, başka bir hukuk düzenine mi tabidir?” diye ekledi.

Yılmaz, doğanın en güzel hallerini içinde barındıran alanlarda yapılan “Yeşil Yol Projesi”nin geri dönülmez bir yıkımın başlamasına neden olduğunu belirterek, “Kavrun’da çiçekleri, çayırları, çimenleri öldürdüler, öldürüyorlar. Vadinin orta yerinde, kepçeyle açılmış geniş ve derin yaralarla, hepimize hayat veren toprak anayı paramparça ettiler. Tüm bir coğrafya için planladıkları cürümün olay yeri fotoğraflarına bakamıyoruz. Orada kanayan toprak, diğer katliamları haber veriyor. Yalnız coğrafyamız ve geleceğimiz değil, geçmişimiz de yok ediliyor” dedi. 

Son olarak bu vahşet ve hukuk tanımaz açgözlülük karşısında dünya çöle dönüştürülmeden önce, tüm demokratik kamuoyunu desteğe ve dayanışmaya çağıran Yılmaz, “Çünkü o yaylaların, vadilerin, bu dayanışmayı büyütecek insanlardan başka kimsesi yok!” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu