Gençlik

YDG: “1 Mayıs için ayağa kalk!”

Yaklaşan 1 Mayıs’ın beraberinde hazırlıklar da hız kazandı. Taksim’de yapılamk istenen kutlamaların yasaklanmasının ardından ısrarını sürdüren kitle ve kitle örgütlerinden mesajlar/açıklamalar yayınlanmaya devam ediyor. 

1 Mayıs günü Taksim’de olacağını söyleyen Yeni Demokrat Gençlik de konuya ilişkin bir açıklama yaptı. açıklama metnini yayınlıyoruz.

“1 Mayıs’ın Kızıllığını Yaymak İçin; AYAĞA KALK!

Biz Diz Üstündeyiz Diye Büyükler,
Bize Büyük Gözükürler.
Kalkalım Ayağa, Dikilelim!”
V.İ.Lenin
Dünya işçi ve emekçilerinin, ezilenlerinin kan ve can pahasına kazandığı 1 Mayıs yaklaşmaktadır. 1 Mayıs; ezilenler cephesinde umut, sevinç ve yeni mücadeleler yaratırken, egemenler cephesinde korku, telaş ve karamsarlık yaratmaktadır. Böylesine büyük bir günün getirdiği mücadelenin kökü toprağın derinliklerinde, kitlelerin içinde, Gezi İsyanı’nda yitirdiklerimizin düşlerindedir.. İlk çıkışından bu yana günümüze kadar mücadelelerle geçen 1 Mayıs, her türlü engellemelere, baskılara ve katliamlara rağmen aynı kızıllığını taşımaya devam etmektedir.
Türkiye’de ise 1 Mayıs, dünya ölçeğinde en fazla katılım sağlanan ülkelerden birisidir. Kitlelerin 1 Mayıs’ta yoğun biçimde alanlara akması devleti diken üstünde tutmaya yeterken, Gezi İsyanı’nın ardından gerçekleşecek olan ilk 1 Mayıs olması ise var olan korkuyu daha da derinleştirmektedir. Çünkü egemenler bilmekteler ki, bu 1 Mayıs’ın öfkesi Gezi İsyanı’nda yoğruldu. Mehmet’ten, Abdullah’tan, Ethem’den, Ali İsmail’den, Ahmet’ten aldı rengini. Berkin’in direngenliğini devraldı bu 1 Mayıs.
Hem ezilenler hem de egemenler cephesinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Her yerde yankı bulmuş, toplumun her kesimini birleştirmiş, alanlara dökmüş bir isyanın yankıları hala bütün meydanlarda kendini hissettirmektedir. Faşist diktatörlüğün yönetimine karşı, sokaklara çıkan milyonlar binlerce gözaltı, yüzlerce yaralı ve 7 şehit vermiştir. Bu yüzden geniş kitlelerin büyük bir öfke ve heyecanla beklediği, hesaplaşma arenası olarak gördüğü bir gündür.
Faşist AKP hükümeti, 17 Aralık operasyonuyla bozulan karizmasını düzeltmek için yerel seçimleri beklemiş ve yerel seçimlerden kendisince bir “başarı” elde etmiştir. Ancak kitlelerin gözünde seçimler; yolsuzluktan, yalandan, hileden fazla bir anlam ifade etmemektedir. Faşist diktatörlüğün girdiği yönetememe krizi, seçimlerde moral depolamış olsa da halen devam etmektedir. Seçimlerden sonra balkon konuşması yapan başbakan “İnlerine gireceğiz” diyerek kendisine karşı olan tüm kesimi tehdit etmiştir. Yapılan bu tehdit sadece cemaate yönelik algılanmamalıdır, hepimize yöneliktir. Başbakanın yapmış olduğu tehditler önümüzdeki iki büyük seçimin yeni saldırılarla geçeceğinin işaretidir.
Gezi İsyanı’ndan sonra, ekonomik ve sosyal saldırıların yeniden arttığını görebiliyoruz. Son olarak Twitter ve Youtube gibi sosyal medyada ki iletişim ağlarının kapatılması, MİT yasasının yeniden meclise gelmesi ve neo-liberal politikaların devam etmesi AKP hükümetinin köşeye sıkıştığının göstergesidir.
AKP hükümetinin, diğer bir saldırı alanı ise gençliktir. Çünkü Gezi İsyanı sırasında korkularını en çok büyüten kesim gençlik olmuştur. Polislere karşı barikat başlarında yerini terk etmeyen bizler 1 Mayıs’ta da alanlarda, barikatlarda yerimizi alacağız.
Gezi İsyanı’ndan bu yana halk gençliğinin direngenliğini kırmak, baskıyla kontrol altında tutmak isteyen AKP hükümeti bu süreçte saldırılarını yoğunlaştırmıştır. Bizler ise yapılan tüm saldırılara karşı ayağa kalkıp hesap sormalıyız. Yaklaşan 1 Mayıs, ülkemiz için tarihsel bir öneme sahiptir. Bu tarihsel günde örgütlülüğümüzü dosta ve düşmana göstermek için 1 Mayıs’ta yerimizi alalım. Bizler, miting alanlarını kitlelere politikalarımızı taşıdığımız, taleplerimizi haykırdığımız ve verilen bedellerin hesabını sorduğumuz yerlere çevirmeliyiz.
Egemenlerin korkusu olan 1 Mayıs’ı Gezi İsyanı’nın ve Gezi, şehitlerinin direngenliğiyle karşılayalım. 1 Mayıs ve Gezi şehitlerinin bizlere bıraktığı mirasa sarılarak ilerleyelim. İşçi sınıfının mücadele günü olan 1 Mayıs’ı, sadece bir gün olmasıyla teselli bulanlara yanıtımız 1 Mayıs’ın kızıllığını her güne taşımak olmalıdır. 1 Mayıs’ın ve Gezi’nin çağrısıdır bu; AYAĞA KALK!
 
YENİ DEMOKRAT GENÇLİK”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu