Makaleler

Belediyelere kayyuma ortak ve güçlü bir karşı koyuş lazım!

KHK ile yönetilen devletin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 11 Eylül günü 24’ü DBP’li olmak üzere 28 belediyeye kayyum atandığını ilan etmişti. Bilindiği gibi 3’ü AKP’li biri MHP’li belediyeye kayyum atanırken, 24 DBP belediyesine ise yüzlerce polis ve TOMA ile zorla el koydu. Belediyeler önünde iradesine sahip çıkmak üzere bir araya gelen kitleye polis saldırdı; tank, topla darbe yapılarak belediye binaları ele geçirildi.

Belediyenin seçilmiş herhangi bir üyesine değil, direkt vali/vali yardımcısına belediyenin devredilmesi ile başlayan işgal ile belediye binalarına Türk Bayrağı asıldı, Kürtçe, Ermenice yazılı tabela vs ne varsa söküldü. Geçtiğimiz yıl Kürt halkına yönelik başlatılan her türden savaş kendini bu defa belediyelerde gösterdi. Binlerce kişiyi gözaltına alıp tutuklayan devletin yaptığı, sadece siyasi soykırım operasyonu değildir; toplumsal, kültürel her türlü kırımı yapma girişimidir. Belediyelerin işgal edilmesi de bunun bir parçasıdır.

Kürt halkının yaşam ve ifade alanına saldırı

TC devleti yakıp yıktığı kentlerin iradesini kayyum atamalarıyla ele geçirmek istiyor. DBP belediyelerinin yönetimde olduğu kentler ve bu kentlerin sayısının, her yeni yerel seçimde biraz daha genişlemesi TC devleti için tehlike arzediyor.

Çünkü bu belediyeler, Kürtlerin yönetim tecrübesi edinmesini, kendi kendini yönetme modeline benzer bir topluma geçmesini sağlıyor. Bu, devlet egemenliğini son derece “tehdit” eden bir durum olarak görülüyor. Ayrıca, belediyeler halkın örgütlü yapısını koruyup besleyerek kentlerin sadece vali/kaymakam ve emniyet müdürlerinin “insafına” kalmasını bir şekilde engelliyor.

Kayyum atamasının ardından belediye bünyesindeki birçok kurs, dernek, eğitim atölyesi vb. kapatılması ise bunun önünü almayı amaçlamaktadır. Batman Belediyesi’ne kayyum olarak atanan Vali Yardımcısı Ertuğrul Şeref Aksoy tarafından, Batman Belediyesi bünyesinde 2011’de açılan ve yüzlerce kadının kurs aldığı Hevî Kadın Atölyesi’ni kapattırması bunun bir görüngüsüdür.

Kadın düşmanı kayyumlar iş başında

Erkek egemenliğinin kadın düşmanlığı Hevî Kadın Evi’nin kapatılması ile kendisi gösterdi. DBP’li belediyeler sayesinde kadınlar yönetimin her kademesinde yer alarak, eşbaşkanlık sistemi ile yönetimde cinsiyet eşitliği sağlamaya çalışıyor.

Diğer yandan Kürt halkının kendini ifade ve yaşam alanlarını işgal eden TC’ye karşı başta HDP olmak üzere bir bütün devrimci, demokrat kamuoyunun yerel seçimlerde birlikte çalışıp kazandıkları belediyelere nasıl sahip çıktığı tartışmasıdır. Başta T. Kürdistanı dışındaki yerler olmak üzere HDP ve diğer örgütlerin çıkardığı sesin çok cılız olduğu ortadadır. Her kurum kendine ait birçok neden sıralayabilir. Kiminin şovenistliği, kiminin güçsüzlüğü, kiminin “Kürt meselesine karışmayalım yanarız” kaygısı gibi yüzlerce nedeni sıralanabilir ancak ortada daha vahim bir tablo vardır. Türkiye muhalefetinin, TDH’nin yaratılan korku imparatorluğundan etkilendiği bir gerçektir. Çünkü birçok meseleye dair ortak ve güçlü bir ses uzun zamandır çıkamamaktadır. Ama en çok da Kürt halkına, HDP’ye dönük saldırılar da bu ses hiç çıkmamaktadır.

Oysa bölgedeki belediyelerde son iki yerel seçimdir büyük oranda devrimci demokratik kurumlar tarafından ortak paydada seçime girilmiştir. Bu bakımdan saldırı, hepimizin kendini ifade etme alanlarına yapılmıştır. Kayyuma bu anlayışla karşı durmak, direnişe ses vermek gerekir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu