MakalelerPusula

Yoldaş kime denir?

Bugün bir kez daha amaç ve ideallerimizi, görev ve sorumluluk anlayışımızı, yoldaş duruşumuzu ve yoldaşlık kavrayışımızı, devrimcilik yapış biçimimizi, görevler karşısındaki duruşumuzu, kitlelerle-yoldaşlarla kurduğumuz ilişkilerin niteliğini yeniden gözden geçirmeliyiz. Herkes Aliboğazı’na bakarak duruş ve yürüyüşünü düzenlemek, tavır almak, örgütlenmek ve buna uygun yürümek gibi ciddi bir sorumluluk ve görev bilinciyle karşı karşıyadır. Başka bir yolu, yönelimi, tutumu ve yaşamı tanımamalıyız.

Aliboğazı şehitleri, yoldaşlık kavrayışımızı ve yoldaş duruşumuzu buna uygun yaşayıp yaşamadığımızı yeniden sorgulamamızı emrediyor. Yeniden sınanmayı, yeniden devrimci görevlerle kurduğumuz ilişkinin niteliğini, halka devrime hizmet anlayışımızı sorgulamamızı emrediyor. Yoldaşlık; özgürlük ve kurtuluş yolunda en değerli, en soylu, en erdemli iddiaları-değerleri kuşanarak yürümektir. Bu uğurda hiçbir maddi ve manevi çıkar gözetmemektir. Özgürlük yolunda “ideoloji-teori-program-strateji-taktik” kadar bunları gerçekleştirecek manevi değerlerin, düşünsel ve duygusal birliğin yaratılmasıdır. İdeoloji kadar güçlü manevi değerler yaratılmadan yani yoldaşlık örülmeden hiçbir başarı ve kazanım elde edilemez. Devrimci yaşam ve mücadelede ideoloji kadar (ondan çok da bağımsız olmayan) yoldaşlık önemli bir yerde durmaktadır. 

Hiçbir şey, ne para ne maddi olanak ne kariyer-mevki ve yetki, yoldaşlık kadar değerli olabilir. Yoldaşlık, özgürlüğün-insanlığın vardığı-ulaştığı en ileri değerler zirvesidir. Bu zirveye, korkusuz ve çıkarsız yürünerek, adım adım yükselerek, emekçilerin-ezilenlerin güven ve saygınlığını kazanılabilir. Yoldaşlık ne sokak-mahalle-semt ne geçici bir iş-çalışma-masa arkadaşlığı, ne kankalık ne de ahbap çavuşluktur. Gelip geçiçi-anlık ve çıkara dayalı ilişkilenmeden uzak olandır. Kalıcılıktır, sürekliliktir. Emek dolu hizmettir. İdeallerden kopup uzaklaşmadan sonuna dek birlikte yürümek, üretmek, yenilenmektir. Yoldaşlık, devrimci değerlerin bütünüdür. Devrimci maneviyatın güçlü rengidir. Devrimci sevgidir, saygıdır.  

Hiçbir arkadaşlık, dostluk, kardeşlik yoktur ki yoldaşlıktan daha değerli olsun. Ona ulaşabilsin. Ona dokunabilsin. Onu yeterince anlayabilsin. Onu gerekli şekilde layıkıyla yaşayabilsin. Yoldaşlık en zorlu, en engebeli, en ölümcül dolu yolu fedakarlıkla birlikte yürümedir. Hiçbir çıkarın ve faydacılığın olmadığı, yaşatılmadığı, tenezzül edilmediği en soylu yolun birlikte yürünme iradesi ve kararlılığıdır.

Yoldaşlık, hangi koşullarda olursa olsun yoldaşını düşünme onu, yüreğinin derinliğinde hissetme, en zor anlarında ona ulaşma, onu gözü gibi koruma, saklamadır. Bilinç ve emekle devrimi örgütlemek ve değerler yaratmaktır. Yoldaşını, en çok sevdiklerinden daha fazla düşünmektir. Bitmeyen büyük özlemdir. Ona karşı devrimci sorumluluğun koşulsuz, “ama”sız yerine getirilmesidir. Yarı yolda-kötü günlerde-zorda-sıkıntı içinde- sokakta-uzakta-yalnız bırakmamaktır. Sadece “iyi”, “rahat”, “kolay” günlerde, işlerin iyi gittiği, sorunların yaşanmadığı zamanlarda değil aynı zamanda, tartışmaların, çatışmaların, ayrışımların, ihanet ve kaçkınlıkların-yol ayrımlarının yaşandığı günlerde, süreçlerde de yoldaşını yalnız bırakmamaktır. Kolay, rahat risksiz bedelsiz, emeksiz yaşamı tercih etmemektir.  Zor, riskli olanı, emek ve mücadele isteyeni, fedakarlık ve yüksek bedel ödemeyi tercih etmektir. Yoldaşı zorda sıkıntıda iken rahat olamamaktır. Kaçmalıdır uykular, büyümelidir kaygılar. Yoldaşı gidip de gelmediğinde, ondan haber alamadığında acı duyması ve yanmasıdır yüreğin. Yanmadık bir yerinin kalmamasıdır.   

Devrime ve sosyalizme olan güçlü bağlar devrimci değerler amaçlaşırsa yoldaşlık değer ve anlam kazanır. Yoldaşlık amaca yüksek bağlılıktır. Demokratik halk devrimine sımsıkı bağlanmaktır. Sosyalizmin değerleriyle donanmaktır. Yoldaşlıkta çıkar ve yalan yoktur. Dedikodu yoktur. Ne insanı küçülten ve alçaltan bir “kariyere, mevkiye, yetkiye-koltuğa” tenezzül eder ne de yetkiciliğin-mevkiciliğin yaşanmasına-yaşatılmak istenmesine göz yumup, müsaade eder. Emek ve görevlerden uzak ve yoksun, ayrıcalıklı ve üstün yaşamak isteyen her anlayışa duruşa, yaklaşıma ödün vermez.

Egemen-üst-üstün-ayrıcalıklı olan ne varsa yıkar parçalar atar bir kenara yoldaşlık. Gözünü kırpmadan yakar sarayları, konakları. Çünkü iyi bilir ki en büyük değer devrimin amacı ve onun kutsal görevleridir. Ve en zor olanın insanın kendi içinde yaşayacağı yaşatacağı devrimdir. Her gün kendi içinde küçük burjuva olan her şeye karşı savaş açma cesaretidir. Küçük burjuva ideolojisi-dünyası-yaşam ve alışkanlıkları öyle etkili, güçlü ve köklüdür ki bir vuruş bir çarpışma-çatışma yetmez. Her gün yeniden yeniden her pratikte her adımda ve çalışmada ve yürüyüşte kendi içindeki “erkeği-egemeni-üstün ve ayrıcalıklı-farklı olanı-olmak isteyeni” yıkıp parçalamaktır. Üstünlüğe-iktidara ait her düşünce-yaklaşım-anlayış ve alışkanlık-eğilim-istek-talebi acımadan yıkıp parçalamaktır. Kendini her gün her an eleştiri ateşinin yakıcılığında yakmaktır. Her gün yeniden yıkıp yeniden yaratmaktır. Ateşi önce kendine yaklaştırmaktır.  Kendini akan nehrin akışına bırakıp, aldanmamaktır.

Yoldaşlık zor bir zanaat. Cüret ve cesaret ister. Bedel ödemek ister. Devrimin ciddiyet dolu görevlerini yerine getirmek ister. Eleştiri oklarına hedef olmaktan çekinmemek ister. Ne yaparsan, ne kadar yaparsan, mutlaka eksik yarım kalan, tamamlanmayan şeylerin olduğunu bilmektir. “Tamam” deyip aldanmamaktır. “Vardım” deyip şaşırmamaktır. “Yaptım” deyip kendinden geçmemektir. “İktidar” oldum diye başı dönmemektir. Ne kadar çalışırsan çalış, ne kadar üretirsen üret! Mutlaka eksik ve yarımsın. Tamamlanmış değilsin. Çünkü her daim yaptıklarımız yapamadıklarımızın yanında eksiktir. Özgürlüğe ve kurtuluşa giden yolda her daim yaptıklarımızın eleştiriye ihtiyaç bir yanı olabileceğini bilerek, düşünerek hareket edip yürümek ve yaşamaktır.

“Ya olduğun gibi görüneceksin ya da göründüğün gibi olmaya çalışacaksın.” Rol çalmayacaksın. İnanmadığın halde, hiçbir pratik seni doğru-haklı çıkarmadığı halde yaşamadığın-gereklerini yerine getirmediğin iddialar uğruna sahte cümleler kurmayacaksın. Sipariş üzerine konuşmayacak, kulaktan dolma bilgilerle yola çıkmayacaksın. Bir sorun bir olay yaşandığında muhatapları etraflıca dinlemeden-detaylı ve ayrıntılı bilgilenmeden yargıda bulunmayacaksın. Yargılamaya geçmeyeceksin. Devrimci görevlerini yerine getirmekten başka hiçbir amacı ve çabası olmayan yoldaşlarına karşı saygılı olacaksın. Ve aldığın kararlara önce kendin uyacaksın.

Yoldaşın yoldaşı olunmalıdır. Konaklarda yaşayanların, kariyer ve iktidar peşinde koşanların yoldaşı olunmamalıdır. Yoldaşlık yaşamdır. Hakikattir. Pratiktir. Bedel ödemektir. Sonsuz ve sınırsız fedakarlıktır. Devrimci görevleri korkusuzca yerine getirmektir. Aliboğazı direnişi bir yoldaşlık hakikatidir. Devrimci görevlere ölümüne bağlılıktır. Aliboğazı yoldaşlığı ileri bir yoldaşlık düzeyidir. Aslolan,  gülüşü yüzlerinde, görevleri bilincinde, silahları ellerinde eksik olmayan BAKIŞ-AŞKIN-TUNCAY-HAKAN-ORHAN’ın yoldaşların yoldaşı olmaktır.

 

Bir Partizan

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu